
NUMAN KURTULMUŞ
Son günlerde gazetelerde Süleyman Soylu ve Numan Kurtulmuş’un AK Partiye geçeceği haberleri yer aldı. Bu konu ile ilgili bize de sorular yöneltildi. Birinci soru bu iki ismin özellikle Kurtulmuş’un AK Partiye gelip gelmeyeceği sorusuydu. Ben her iki ismin de Ak Partiye geçebileceklerine inanıyorum.
Sayın Kurtulmuş kendisine bu soru sorulduğunda; "Ak Parti'nin içinde konuşulmuş olmayan bir şey hakkında konuşacak değilim" karşılığını vermiş. Bu cevaptan kesin bir evet veya hayır cevabı çıkarılamasa da, hiç olmamış veya olmayacak anlamı da çıkarılamaz.
Milat Gazetesi yazarı İsa Tatlıcan HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'un AK Parti'ye katılım sürecine aracılık eden ismi açıklayan yazısında "İki aydır Numan Kurtulmuş ile Erdoğan arasında bir görüşme trafiği sürüyordu. Süreci de Kurtulmuş’un da, Erdoğan’ın da güvendiği bir isim olan AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop yönetiyordu." İfadesini kullanıyor.
İkinci soru ise Kurtulmuş’un Erdoğan sonrası Ak Parti liderliğine getirilmesinin olup olmayacağı sorusu idi.
Ben bunun olmayacağı kanaatindeyim. Bunun birkaç nedeni olduğunu düşünüyorum.
1.Numan Kurtulmuş ilk çağrıda gelseydi, alternatif bir lider olarak görülüyordu. AK parti tabanı ve üst kadroları sonradan gelmiş birini lider olarak kabullenemezler.
2.Lideri olduğu her iki partide de çok üstün özellikleri ile dikkatleri çekse de liderlik vasıfları açısından zayıf bir profil gösterdi. Saadet partisinde işaretle Genel Başkan olmanın ezikliğini yaşarken, liderlik sınavı diyebileceğimiz bir sorunu iyi yönetemedi ve lideri olduğu partiden ayrıldı.
Bir tarafta Saadet Partisi, diğer tarafta AK Parti varken üçüncü bir partiyi kurması da onun için eksi olarak yazdığım bir yönü idi. Partisinde sıradan bir üye olarak kalıp, liderlik mücadelesini sürdürebilir, ya da dışarıda kalarak ayrışmanın bir parçası olmayabilirdi.
3.Has Parti Genel Başkanı olarak, geçen süre içinde, kendisinin ve partisinin farkını ortaya koyabilecek bir çalışma da yapamadı. Hem Saadete hem AK Partiye yakın bir yerde ve arada kaldı. Her iki gerçek partinin ortasında bir yerde ve kişiliği çok da oturmamış bir yapı gözlemlendi. Kadroları her an bu iki yapıdan birine geçebilecek bir yerde duruyorlardı.
Numan Kurtulmuş da gördüğüm, kitleleri sürükleyecek bir liderden çok, kendisine işaret edilen görevi yapacak bir bürokrat veya bir akademisyen profilidir. AK partinin çağrısı da ancak bu sınırlar içinde düşünülebilir.
Bundan dolayı da ikinci soruya cevabım olumsuz olmuştur.
Bu arada, Süleyman Soylu Milli Görüş geleneğinden gelmemesine rağmen liderlik özellikleri bakımından bir gömlek daha üstün gözükmektedir. İkinci soru Onun için sorulmadığı için değerlendirme yapmadım. Sorunun sorulmaması, AK Parti içindeki muhtemel konumu konusunda yeterince cevap teşkil etmektedir.