ŞİKÂYET DEĞİL ÇÖZÜM

ŞİKÂYET DEĞİL ÇÖZÜM


Eski Genel Kurmay Başkanı Işık Koşaner’e ait olduğu iddia edilen bir konuşma önce internette, sonra ciddi bulunarak gazetelerde yayımlandı. Her görüşten gazete bu haberi gördü. Köşe yazarları da konumlarına göre bu olayı değerlendirdiler. Kimi konuşmanın kayıt edilmesi ve yayımlanmasının içeriği ne olursa olsun TSK için bir rezalet olduğunu, kimi de Koşaner de TSK düşmanı olmadığına göre dillendirilenlerin doğru olduğunu ifade etti. Doğrusu ifade edilenler konusunda bizim de yorumlarımız olmuş, özellikle radyo konuşmalarımızda aldığımız telefonlar bizim ordu düşmanı olduğumuzu ifade eder şekilde olmuştu. Biz her ne kadar ordumuzu sevdiğimizi söylesek de inandırıcı olamamıştık. TSK’ye karşı asimetrik bir savaş vardı ve eleştiri yapanlar da bu savaşta taraf idiler.

Muhtemelen eski Genel Kurmay Başkanı komuta kademesine bu konuşmayı yapıyor ve önemli bir özeleştiri yapıyor. Özeleştirinin gelip dayandığı bir nokta var. O da askerin eğitiminin yanlış olduğu. Bütün bu aksaklıkların yanlış eğitimden kaynaklandığı. Aslında şikâyetlerin içinde, eleştirilerin içinde çözüm görülebiliyor. Bu yanlışların düzeltilmesi lazım. Nasıl düzeltilecek? Söylenerek düzelir mi? Görülmeyerek düzelir mi? Yıllarca görülmemiş olabilir. Şimdi görüldüğü anlaşılıyor. Hem de en üst düzeyde görüldüğü anlaşılıyor. Bu da önemli bir gelişme olarak görülmelidir. Aksaklıkların görülmesinde yıllarca hain ve ordu düşmanı olarak görülenlerin dışarıdan eleştirirlin de etkili olduğunu da görmemiz lazım. Demokrasinin güzelliği de burada. Her kurum eleştirilebilir. Böylece yanlışlar görülebilir ve düzeltilebilir. TSK’nin bütün eğitim sistemi yeniden ele alınmalıdır. Aksayan yönler tamir edilmeli ve yeniden yapılanma gerçekleştirilmelidir. Asker kendi işini nasıl daha iyi yapacağı konusunda kafa yormalıdır. Koşaner’in ifadelerinden askerin işini iyi yapamadığı anlaşılmaktadır. Bu tespit doğrudur. Tespit yetmez çözüm için adımlar atılmalıdır.

Şimdi ne Koşaner’i en de bu konuşmayı sızdıranları suçlamanın faydası yok. Söylemek istediğimiz, içeriğe bakalım ve madde madde çözüme odaklanalım. Bunu bir fırsat olarak görüp, çalışma başlatalım. Erlerin eğitiminden kurmay subay eğitimine kadar tüm eğitim sistemi yeniden gözden geçirelim.

Gelelim ses kaydındaki bazı şok ifadelere: Ses kaydında "Her yere kontrolsüz mayın döşedik. Emir komuta birliğini sağlayamıyoruz" ifadeleri yer alıyor."Çatışma anında tim komutanlarımız mevziye silahını bırakıp kaçıyor" ifadeleri dikkat çekerken, "Eğitim zafiyeti nedeniyle terörist diye masum erimizi kendimiz vurduk" sözleri de çok çarpıcı. Konuşmada "2 terörist 30 askerimizi kaçırıyor. Yav rezalet! Benim tim komutanı, unsur komutanı diye koyduğum arkadaşım önce mevzide silahını bırakıp da kaçarsa biz bu işi yürütemeyiz" sözleri yine çok konuşulacak. Konuşmada "Sınır karakollarımız hatalı yapılmış. Hantepe'de hatalı. Halimiz tam bir kepazelik" diyor. İnsansız hava araçları için ise "İHA skandalında teşkilatımızın yanlış olduğu anlaşıldı" sözleri bomba etkisi yaratacak türden. Ses kaydında "Şunu gördük ki eğer zamanında uygun şekilde İHA'ları kullanabilsek, bize çok çok büyük bir imkân kazandırıyor" sözleri işitiliyor. Yine konuşmada "Artık her şeyi yasal zemine oturtmak zorundayız. Herkesin gözü üzerimizde" sözleri de yer alıyor.

Hikmeti hükümet ülke sorunlarını çözmektir. Sağlık sorunları ne kadar önemli ve hükümeti ilgilendiriyorsa askerin eğitimi ve başarısı da hükümeti ilgilendirir ve çözüm üretmek yine hükümetin görevidir. Devlette özerk alan olmaz. Askerin sorunlarının çözümü

de yalnız askerlere bırakılamaz. Bırakalım kendi sorunlarını kendileri çözsünler denilemez. Oradan iniltiler gelirken kendisi kurtulsun denilemez. Bu konuşmalar sorunun çığlığa dönüştüğünü göstermektedir. Teşhis belli olmuştur. Gecikmeden tedavi edilmelidir. Bütün sorunların kaynağı da eğitimdedir. İşe oradan başlanmalıdır.

Google+ WhatsApp