
DİYANETİN AÇILIMLARI
Diyanetin hizmetleri konusunda, eleştirilen noktalarda iyileştirmeler yaptığını okuyoruz. Ancak bu iyileştirmelerin hayata geçirilmesi konusunda hala sıkıntılar olduğu ifade ediliyor. Bu yazımda bunlardan bir kaçı üzerinde durmak istiyorum.
Ezanın tek merkezden okunması uygulamasından vaz geçildi. Koskoca Kayseri’de yine de birkaç farklı ezan duyuluyor. Bildiğimiz kadarıyla kendilerine ezan konusunda izin verilmiş olan görevliler var. Farklı camilerden, farklı seslerden ezan okunsun diye, eğitilmiş görevliler var. Ancak, kendileri ezan okumak yerine merkezi ezana bağlanmayı tercih ediyorlar. Bu konuda din görevlilerinin kendileri duyarlı olmalılar. Müftülüğün de denetim ve takip konusunda uygulamanın işlerliğini sağlayacak çalışmaları olmalı. Cemaatin de talep ederek uygulamanın genişlemesine katkı sağlaması gerekiyor. Anladığım kadarıyla talep gelmeyince eski alışkanlık devam ediyor.
Cami görevlilerinin, aynı zamanda kürsü hizmetleri vermesinin önündeki engellerin kısmen kaldırıldığını biliyoruz. Bazı imamlara aynı zamanda hatiplik imkânı verilerek cemaate dini sohbetler yapmalarının önü açılmış. Tek merkezden yapılan vaazların etkilerinin az olduğu konusundaki genel şikâyetlerin sonucunda, böyle bir imkânın tanınmış olması, önemli bir açılım. Nitekim müftülüğe bir dilekçe ile bildirmeleri halinde tüm din görevlilerinin bu hizmeti yapabilecekleri duyurulmuş, merkezi bir engel bırakılmamış. Bu konuda da din görevlilerinin duyarlı olmaları ve bu imkânı iyi kullanmaları gerekir. Kendilerini geliştirmeleri ve yetiştirmeleri açısından da önemli bir fırsattır. Yine cemaatin de talepkar olarak, bu açılımın gelişmesine yardımcı olması beklenir.
Camilerin oniki saat açık olması, iyi düşünülmüş bir açılımdır. Ancak içinin doldurulması gerekir. Camiyi mahallenin merkezi yapacak çalışma ve projelerle din görevlilerimiz özlenen Cami örneğini gösterebilirler.
Okullar kapanıyor ve yaz kursları başlıyor. Artık camilerde verilecek kurslarda yaş sınırı olmayacak. Bu kurslara çok büyük katılım oluyor. Planlanması ve uygulanması kolay olmamakla beraber, Diyanet bu görevi aksatmadan yürütüyor. Son yıllarda daha düzenli ve planlı bir eğitim verildiğini biliyoruz. Bu eğitim için camideki din görevlileri çoğu zaman yeterli olmuyor. Dışarıdan görevlendirmeler yapılıyor. Yine de yetişmiyor. Bu konuda cami cemaatinin desteklerine ihtiyaç oluyor.”Sizin en hayırlınız Kur’anı öğrenen ve öğretendir” mesajını almış ve vakti ve bilgisi yeterli cemaatin görevlilere yardımcı olmaları gerekiyor.
Bu konuda şikâyet konularından birisi de Diyanetin “elif-ba” kitaplarını parayla satması, kitapların eş değer kitaplardan çok pahalı olması, öğrencilerin başka kitaplarla kursa katılmalarına izin verilmemesi idi. Küçük bir araştırma sonucunda bunun söylendi gibi olmadığını öğrendim. Şikâyetçi olanların kulaktan dolma bilgilere dayanarak konuştuklarını anladım. Diyanet konusunda eski söylem ve alışkanlıklarını sürdürenlerin ciddi olarak, yapılan çalışma ve hizmetlere yakından bakmaları halinde, onların bildikleri düzenin artık olmadığını göreceklerdir.
Son olarak da bir konuya değineceğim. Devletin diğer bürokrasisinde amir memur ilişkisi, hukuka dayalı bir seviyededir. Aynı hukuka dayalı sistemin diyanet teşkilatında hala maalesef yerleşmediğini görüyoruz. Amirle memur arasındaki ilişki, amirin iki dudağı arasına hasredilmişse, ilişkinin saygı, sevgi ve hukukla değil, korkuyla yürüdüğü bir sistem oluşacaktır. Görevliler arasındaki ilişkide, dışarıdan bakıldığında yapay, yapmacık ve zoraki, hatta bırakın din görevlisinin saygınlığını, insan olanın saygınlığını aşağılayan bir görüntü izlenmektedir. Bu görüntüden en çok amirlerin rahatsız olmaları gerekir. Kendilerin gösterilen aşırı kibirlendirici hareket ve tavırların, kendilerini hem dünyada, hem ahirette zelil edecek tavırlar olduğunu en iyi bilenler onlardır.