
SOSYALİST MÜSLÜMANLAR
Bu yıl ki,1 Mayıs gösterilerinden sonra “Antikapitalist Müslüman Gençlik” adlı bir grupla tanışmış olduk. Söylemlerine bakınca hem İslam hem de Sosyalizm içerdiği görülüyor. Kendilerine verdikleri isme bakınca, öyle tartışılacak bir yönü de bulunmuyor. Müslüman gençliğin, antikapitalist, antisosyalist veya antifaşist olması anormal değil. Belki anormal kabul edilen “Sosyalist Müslüman “ olunması. Adını yer değiştirerek veya farklı şekillerde söylesek de İslami Sosyalizm düşüncesi, bir dönem üzerinde çokça konuşulan bir düşünce ve hareket. Dünyada sosyalizmin çökmesinden sonra dolaylı olarak, üzerinde durulmayan ve taraftarı olmayan bir hareket olarak kalmıştı.
Nihat Hatiboğlu, bu konuda doyurucu bir yazı yazdı. Onun yazısından kısa bir alıntı yaparak devam etmek istiyorum: “Sıbai diyor ki; sizler 'izm'lerin peşinde koşacağınıza, Kuran-ı Kerim ve Hz. Peygamber (s.a.v.) ile dört halifenin bazı uygulamalarına göz atınız. İnsani duygularla, vicdani hassasiyetlerle, ezilmişlerin hukukunu aramak adına, vahşice kullanılan ve zalimleşebilen kapitalin ehlileştirilmesi adına sizin tarihinizde ve ilahi kitabınızda gerekli bütün donanım vardır
“İslam'ı; sosyalizm, faşizm, komünizm, nasyonal sosyalizm gibi sıfatlarla ilişkilendirmek doğru değildir. Belki saydığım bütün bu felsefi veya politik kavramların, İslam beldelerinde kendilerince meşruiyet bulmak için İslam'a ihtiyaçları vardır. Bu kavram mensupları, İslam beldelerinde İslam'ı kullana gelmişlerdir. İslam'ın ise, bunlara, bunlarla anılmaya ihtiyacı yoktur. İslam adını yüce yaratıcıdan almıştır. “Genç neslin dünyadaki zulme karşı duruşu, elbette bu açıdan önemlidir. Önemlidir, ama adres iyi bilinmeli. Adres doğru tespit edilmelidir. Adres elbette, iflas etmiş, cenaze namazları kılınmış, kefenleri sararmış 'izm'leri mezardan çıkarmak olmamalıdır. “Diktatörlüğe, küfre, velhasıl insan onurunu zedeleyen her onursuzluğa karşı insani duruş ancak Kuran'la ve Hz. Peygamber'le olabilir. Kuran'a ve Hz. Peygamber'e dayanmayan her silkiniş, bir başka zulme kapı açar. Hele halkların nazarında itibar görmek için dini kavramları kullanmak ayrı bir sömürü şeklidir. Ayrıca değerlendirilmesi gerekir.” Bu hareketin fikri yapısını oluşturan İhsan Eliaçık, Kayserili. Kayseri’de gazete ve dergilerde yazılarıyla sivil toplum örgütlerindeki çalışmaları ile biliniyor. Şimdiler de ise ulusal kanallarda muhalif görüşleri dolayısıyla sıkça ekranlarda boy gösteriyor. Doğrudan referansı İslam olan bir muhalif düşüncenin varlığı, kendini Müslüman olarak tanımlayan insanlar için iyi bir denetleme ve otokontrol olarak bile kabul edilebilir. Müslümanların yanlışlarını kılıçlarıyla olmasa bile kalemleriyle düzeltecek dostları olması güzel bir sahabe geleneğidir.
Ancak, muhalefetin kişisel nedenlere İslami söylemler şekli verilerek, öç alma duygusuyla, yaşanmış tatminsizliklerle, hiç üretmeden tüketerek, öfke ile ve yıkıcı olarak yapılması halinde yarardan çok zarar vereceği de bilinmelidir.
Bir yerden serin bir rüzgâr estiğinde, insana ferahlık gelir. İnsan, bir uçurtma hafifliğinde rüzgâra kapılmak ister. Gençlerin ilk karşılaştıkları akıma kapılıp kalmaları, hayal kırıklıkları doğurabilir ve gerçek serinliğe yönelmeyi engelleyebilir.
Doğrusu şu güzel çağrıya uymaktır:
“Kısaca Sıbai merhum şunu diyordu: Ey gençlik. Ey Müslümanlar. Ey Yeryüzü sakinleri. İnsanlık için hakkaniyetli, adil, zulüm içermeyen, barış içinde, kimsenin kimseyi sömürmeyeceği bir dünya istiyorsanız, bunun yolu Kuran-ı Kerim'i ve Hz.Peygamber'i anlamaktır.”