
SAĞLIK OLSUN
Derler ya,”beni bu havalar böyle yaptı”;işte öylesi havaların etkili olduğu bir zamandayız. Kuru bir ayaz var. Beklenen kar bir türlü gelmiyor. Sözüm ona güneş var, ısıtmıyor. Yalancı bir aydınlık, kuru bir soğuk var.
Evde, sokakta, tramvayda kuru öksürükten geçilmiyor. Hastaneler tıklım tıklım dolu.
Herkesin kabul ettiği bir gerçek var. Sağlık sistemi iyi gidiyor. Devletin sağlık kuruluşları, Üniversite hastaneleri ve nihayet rekabet içindeki özel hastaneler vatandaşa hizmet sunuyorlar. Muayeneden ilaç alımına kadar vatandaş için standart bir hizmet kalitesi oluşmuş. İnsanlar vatandaş olmanın zevkini ve onurunu hastanelerde görüyorlar.
Arada bir doktorlardan, eczacılardan şikâyetler oluyor. Bu şikâyetler vatandaşa hizmeti kısmen aksatıyor. Sistemin bütünü konusunda genel bir memnuniyet var.
Sistemin ayaklarını oluşturan konularda hükümet veya Sağlık Bakanı taviz vermiyorlar. Aksayan yönleri görmüyorlar. Rahatsız olanların kendi istedikleri noktaya geleceklerini ve aksaklıkların kendiliğinden ortadan kalkacağını hesap ediyorlar. Genel durumun iyi olması da Onları haklı çıkarıyor. Ufak tefek rahatsızlıklar kamuoyu tarafından ciddiye alınmıyor.
Bunlardan birisi de tam gün yasası dolayısıyla Üniversite hastanelerinde yaşanan ve olumsuz etkileri görülen, öğretim üyelerinin üniversite hastanelerinde kendi tercihleri nedeniyle hasta bakamamaları.
Önceleri bunun İstanbul’daki birkaç üniversite hastanesi ile sınırlı olduğu, Anadolu’daki üniversite hastanelerinde böyle bir durumun olmadığı ifade edilmişti. Geçenlerde İstanbul’daki üniversite hastanelerinin bazılarında iş bırakma eylemi yapıldı. Öğretim görevlileri uygulamayı protesto ettiler.
Erciyes Üniversitesi de bu uygulama dolayısıyla kendi Fakültelerinde bir aksamanın olmadığı yönünde bir açıklama yapmıştı.
Aksama olup olmadığını bilmiyorum.
Geçenlerde bir yakınım acil olarak Fakülteye sevk edildi. Acilin doktorlarına müteşekkirim. Hastamıza çok iyi baktılar, müdahaleler zamanında yapıldı. Sıkıntımız giderildi.
Ancak, hastamıza öğretim üyesi doktorlardan birinin de bakmasını arzu ettiğimizde, dostlarımız, hocaların malum yasa dolayısıyla Üniversite hastanesinde hastalara bakamadığını söylediler. Anlaşıldığı kadarıyla bazı ana bilim dallarındaki hocalar, fakültede hasta bakmıyorlar, bakamıyorlar. Sanırım özel muayenehaneleri olması veya özel hastaneler ile olan anlaşmaları dolayısıyla yasa gereği bunu yapamıyorlar.
Benim hastam açısından bir aksama olmadığı için bu durum beni etkilemedi. Başka hastalar için durum farklı olabilir.
Şu söylenebilir: Orada uzman iyi doktorlar zaten var, hocalar olmasa da olur. O zaman da orasının devlet hastaneleri ile bir farkı kalmaz. Aynı uzman doktorlar oralarda da var. Özel hastanelerde de var. Üniversite hastanelerinin diğer hastanelerden farkı, hocaların orada olması ve hastalara bakmalarıdır.
Anladığım kadarıyla iki taraf da birbirinin sabrını sınamaya devam ediyor. Bakanlık hocaların döneceğini düşünüyor. Hocalar da bu aksamalar dolayısıyla Bakanlığın uygulamayı gevşetmesini bekliyor.
İnsanlar, muayene haneye bir bakıma “rüşvet” verilip, devletin kurumunda tedavi olmayı istemiyor. Yine insanlar hocaların kendi hastalarına, devletin hastanelerinde bakmalarını istiyorlar.
Bir ara yol bulunsun.
Yeter ki sağlık olsun.