
MEDENİYET YULARI
Medeniyet Yularının “kravat” olduğunu hepimiz biliriz. Cumhuriyetin kuruluşundan beri özellikle memurların zorunlu erkek aksesuarı olduğu için biraz da alaycı bir üslupla böyle söylenmiştir. Özgürlükçü takılan erkeklerimiz kravattan hazzetmemişlerdir. Hele eşkıya takımı hiç mi hiç istememişlerdir. Kravat karşıtlarının haklı gerekçeleri vardır. Çünkü kravat yuları çağrıştırmaktadır. Yular, bir yere bağlamak veya çekerek götürmek için hayvanın başlığına veya tasmasına bağlanan iptir."Kara eşeğin boynuna yuları geçirdi." denilir.
Sırrı Süreyya Önder’in meclise verdiği önerge “başörtüsü” nedeniyle tartışılıyor. Oysa kravat önergesi de önemli. Bakın önerge nasıl?
''Genel Kurul salonunda yer alan milletvekilleri, bakanlar, TBMM teşkilat memurları ve diğer kamu personelinden erkekler ceket ile pantolon giyer, kadınlar ise tayyör, ceket ve pantolon giyer, dini inancının gerekli kıldığı başörtüsünü takabilir" denildi Gerekçede ise, "Bu değişiklikle toplumsal ve sosyal adaletsizliğin giderilmesi, dini inancı gereği başını örtme mecburiyeti hisseden ve böyle inanan kadınlara din ve vicdan özgürlüğü çerçevesinde imkân tanınmasının amaçlandığı'' belirtildi. ''Kravat takma mecburiyetinin günümüz dünyasında tek tipçi ve toplumu yukarıdan aşağıya, insanların kılık kıyafetine göre dizayn etme anlayışının ürünü olduğu'' ifade edilen gerekçede, ''bu mecburiyetin kaldırılmasının yine kişi hak ve özgürlüklerinin genişletilmesi için zorunlu olduğu'' kaydedildi.
Gerekçede yok ama kravatın kişi sağlığını tehdit eden boyutları da var. ”Nöroloji uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, özellikle sıkı bağlanan kravatların, baş ağrısından damar sertliğine, kireçlenmeden gırtlak kanserine kadar birçok ciddi rahatsızlığa neden olabildiğini dile getirdi. Günün en az 8 saatinin geçirildiği kapalı ortamdaki iş yerlerinin çalışanlar için ciddi bir stres kaynağı olduğuna işaret eden Dr. Yavuz, erkeklerin takım elbise ve kravat giymesinin zorunlu olmasının ise mevcut stresi artıran bir faktör olduğunu kaydetti. “İş hayatında takım elbise ve kravat zorunluluğu olan erkekler farkında olmadan ciddi bir tehlike altında yaşıyor. Özellikle sıkı bağlanan kravatlar, baş ağrısından damar sertliğine, kireçlenmeden gırtlak kanserine kadar birçok ciddi rahatsızlığa neden olabiliyor. Uzun yıllar kullanılan sıkı kravatlar boyundaki şah damarlarında kireçlenme ve damar sertliğine neden oluyor. Stresi artıran sıkı kravat kişide çabuk sinirlenme, hoşgörü kaybı ve anksiyeteye de neden olabiliyor. Kravatın boyun bölgesinde oluşturduğu baskı gırtlak kanserini tetikleyen kronik irritasyona da yol açabiliyor.”
Kravat, bağlayıcı bir kültür yozlaşması aracı olarak etkinliğini korumaya devam edecek, kadınların erkeklere benzeme vasıtası olarak kullanılan pantolon serbest olacak, kadınların kişiliklerinin bir parçası olarak gördükleri başörtüsü yasak kalacak.
Toplumun ne giyeceğini, nereye gideceğini, nasıl inanacağını, nasıl düşüneceğini yukarıdan birileri belirliyor ise o topluma “medeniyet yuları” zaten takılmıştır.
Toplum kendini, yuları takılmış bir hayvan, oradan oraya çekilen bir sürü olarak görmek istemediğini ifade etmek istiyorsa, önce sembolünden kurtulmalıdır. Bunun sembolü daha başından itibaren toplumca “medeniyet yuları “ diye ifade edilmiştir.
Biz insanların niyetlerini okuyanlar değiliz. İnsanlar şu partiden bu partiden diye de bakmayız. Kılık kıyafeti de bizi ilgilendirmez. Değil mi ki,”medeniyet yuları” bir insan hakkı ihlalidir diyor, değil mi ki, başörtüsü takmak bir insan hakkıdır diyor, biz de doğru olanın yanında oluruz. Doğru olanın yapılmasını isteriz.