
SAVAŞMADAN NASIL DURDURACAĞIZ?
Akdeniz’de sular ısınıyor. En diplomatik ifadeler seçiliyor. Yine de bu ısınmayı herkesin fark etmesi mümkün oluyor. Yetkililer demeç üstüne demeç veriyorlar:
”Rumlar sondaja başlarlarsa…”
Peki başladılar.
Söylenen doğruysa bir hafta içinde hedef derinliğe ineceklermiş. Rumlar diyorsak, yalnız Rumlar değil. ABD var, İsrail var ve Yunanistan var. Orada 7 trilyon dolarlık bir rezerv varmış. Uzun süredir iştahla bu günü bekliyorlarmış.
Tabii Türkiye de bekliyormuş.
Türkiye’nin bu konuda ne söylediğine bir bakalım.”Savaş gemilerimiz ve uçaklarımız orada olacak.”
İyi güzel de ne yapacaklar?
Sondaj ekibine korumalık mı yapacaklar? Zaten İsrail gemileri ve Heronları orada bulunuyorlar.
Başka ne söylüyor Türkiye?
Biz de KKTC ile son dakikada yaptığımız anlaşma gereği arama yapacağız.
Ne zaman?
Bir hafta içinde.
Ayrıca arama ekibimize askerlerimiz eşlik edecekler.
Bölge ile ilgili daha önce seyrü sefer güvenliği konusunda da aldığımız kararlar vardı. Bu kararlar da gemilerin o bölgede dolaşmasını ifade ediyordu. Bu ifadeler de muğlâk bir tedbir içeriyordu.
Bu gemiler, İsrail bir yardım gemisine müdahale ederse, müdahale edecek miydi?
Eğer müdahale etmeyecekse seyrü sefer güvenliğini nasıl sağlayacaktı?
Her iki olayda da alınan kararlar, İsrail ile veya Rum kesimi ile bir sıcak çatışma kararı mıydı?
Açıkça ilan edilmeyen ve diplomatik terimler içine gizlenen bir savaş halinden mi bahsediyoruz?
Rumların sondajını durdurabilecek miyiz?
Nasıl durduracağız?
Platforma askeri müdahale de mi bulunacağız?
Bunu ne zaman yapacağız?
İsrail müdahale ederse İsrail ile bir savaşa mı gireceğiz?
Sondajı durdurmayacak, kendimiz sondaj yapacaksak, bunun için neden şimdiye kadar bekledik?
Silahı doğrultmadan önce atılması gereken tüm adımlar atıldı mı?
Şimdi silah doğrultma noktasına geldiğimiz anlaşılıyor.
Türkiye’nin çıkarları için gerekirse savaşmak da gerekir.
Savaş çığırtkanlığı yapacak halimiz yok. Ama böyle bir tehlikeyi de görmezden gelemeyiz.
Bölgedeki ekonomik çıkarlar bu kadar büyükse, riskler de o kadar büyük olacaktır. Büyük güçlerin ilgisi de bu nedenle olacaktır.
Haklılığımız, silahlı gücümüzden daha önemlidir.
Savaşmadan bu krizi nasıl durduracağımızın yollarını aramalıyız.