KIRGIZİSTAN GEZİ NOTLARI (8)

KIRGIZİSTAN GEZİ NOTLARI (8)


Bulunduğumuz yerler Talas savaşının yaşandığı yerlerdi. Talas savaşının önemini bilmeyen yoktur. Türkler, bu savaş vesilesi ile İslam’la tanışmışlardır. Bu savaş sonrasında Müslüman olmuşlardır.

Karahanlı hükümdarı Satuk Buğra Han, Abdülkerim adını alarak Müslüman olmuş, onunla birlikte halkı da topluca Müslüman olmuşlardır.

Üçüncü günümüzde işte bu büyük Hanın başkentine Balasagun’a doğru yola çıktık. Balasagun, orta Asya da, Aral Gölü’nün doğusunda yer alan ve türgiş, karahanlı, karahıtay ve türk-moğol devletlerinin başkentliğini yapmış kentti. Çu nehri vadisinde Bişkek ile Issık gölü arasında tarihi bir şehirdi. Ayrıca Yusuf Has Hacib'in doğum yeriydi.

Yusuf Has Hacib Karahanlı edip, şair ve devlet adamı. Balasagun şehrinde, muhtemelen 1017 yılında doğdu. Asil bir Türk ve Müslüman aileye mensup olduğu tahmin edilmektedir. Balasagun’da tahsil ve terbiye gördü. Karahanlı hizmetine girip, ‘Has Hâcib’ unvanını almadan önce Balasagunlu Yusuf, olarak tanındı.

Yusuf Has Hâcib, İslâmî Türk edebiyatının, eseri elimize geçen ilk yazarıdır. Karahanlı dönemindeki yeni oluşum diğer alanlarda olduğu gibi kendisini edebiyatta da göstere­rek, özellikle bu dönemde önemli bir Türk-İslâm merkezi haline gelen Doğu Ka­rahanlıların başkenti Kaşgar‘da, İslâmî Türk edebiyatının bilinen ilk eserleri -XI. yüzyıl ortalarında- Hakanî Türkçesi ile yazılmaya başlandı. Bunlardan biri Balasagunlu Yusuf’un Balasagun’da iken yazmaya başladığı ve Kaşgar’a gele­rek orada tamamlayıp 1069/1070′te Karahanlı hükümdarı Tabgaç Buğra Han’a sunduğu Kutadgu Bilig’dır.

Bu muazzam Türkçe eser, 6645 beyit olup aruzun fe’ûlün fe’ûlün fe’ûlün fe’ûl kalıbıyla yazılmıştır. Kutadgu Bilig, eski Türk ah­lâk ve devlet telakkisi ile İslâmî itikadı birleştiren nasihatname ve siyasetname mahiyetinde didaktik bir eserdir.

Yolculuğumuz bu Çu vadisi boyunca devam etti. Bir tarafta Aladağlar ve ardında Uygur toprakları, diğer yanda Kazakistan. Vadiyi pek vadiye benzetemedik. Çünkü çok geniş bir ovaydı. Çok geniş ve verimli bir ova.

Meşhur Tanrı dağlarının bir uzantısı olan Aladağlar sabit bir tablo gibi kilometrelerce zirvelerindeki karlar ve muhteşem görüntüsüyle yol boyunca bizimle oldu.

Rehberimiz Altınbeg İsmailov, Kırgızları “Ürkün” dedikleri kıyım ve göçü anlattı:

Rus İmparatorluğu Kırgızistan'da koloni politikası uygulamıştır. En iyi yerler Ruslara verilmiş yerli halk kendi toprağından edilerek kırsal alanlara göç ettirilmiştir. Ayaklanmanın temel nedeni ise I. Dünya Savaşında Çarlığın Rusya'nın geri hizmetlerinde çalışmak üzere Türkistanlıları çağırması olmuştur. Ayaklanma 4 Temmuz 1916'da Hocent'te başlamıştır daha sonra Türkistan'ın diğer kısımlarına yayılmıştır. Kırgız Türkleri Rus askerleri ve Rus yerleşimciler tarafından öldürülmüştür. Ülkenin kuzeyindeki ayaklanmacılar öldürülmüş diğer 120 bini Çine kaçmıştır. Tek kaçış yolu, Aladağlardan aşıp, Çine ulaşmaktır. O dağların ardında Uygurlar vardır. Dağlar ise geçit vermeyen dağlardır. Zirveleri aşmak kolay değildir. Bu yolculukta çoğu hayatını kaybeder. Dağları aşabilenler de çok hüsnü kabul görmezler.1917 devriminden sonra bunların bir kısmı geri döner, bir kısmı Çinde kalır.

 

Google+ WhatsApp