
EN ÖNEMLİ TUTUKLAMA
Şu ana kadar asker cenah içindeki en önemli tutuklama gerçekleşti. Adli Müşavir tutuklanmadan önce gazetecileri arayarak kendi masumiyetini ispata çalıştı. Mahkemedeki savunmasında da hala yaptıklarının hukuka uygun olduğunu söylüyordu.
“İnternet andıcında Genelkurmay Adli Müşaviri olarak ıslak imzası bulunan Tümgeneral Hıfzı Çubuklu, hakkındaki suçlamaları kabul etmesinin mümkün olmadığını belirtti. Çubuklu, karargah çalışmalarıyla ilgili önlerine gelen her belgeye hukuka uygunluk denetimi yaptıklarını belirterek 2009'da hazırlanan andıcın da yasaya uygun olup olmadığına baktığını söyledi. Çubuklu, savunmasında dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve 2. Başkan Iğsız'ı adres göstererek, 'İmzaladığım bir evrak, komuta kademesinin, İkinci Başkan veya Genelkurmay Başkanının onayıyla yürürlüğe girer. Bizdeki işlem sadece hazırlıktır. Parafladığım andıçta hukuka aykırı bir şey yok. Bu andıç, 5651 sayılı yasaya göre hazırlanmış gerçek bir evraktır. Benim parafımdan sonraki işlem, belgeyi hazırlayan başkanlığa aittir. Bu da komuta katının imzasından sonra olur.”
Bildiğim kadarıyla 2004 yılındaki terfisinden beri karargâhta görevliydi. Bu süre içerisinde görev yapan Genelkurmay başkanlarına hukuk danışmanlığı yapılıyordu. Islak imzadan boru meselesine kadar yapılan açıklamaların hukuka uygun olduğunu da, yapılan yasa dışı işlemlerin yasaya uygunluk savunmasını da O yapıyordu. Bir yanılma veya yanıltmaca varsa ardında O vardı.
“Adli Müşavir Tuğgeneral Çubuklu başkanlığındaki Kuvvet ve Jandarma Genel komutanlıkları adli müşavirleri tarafından, tutuklanması istenen 102 sanık için 'yakalama kararına itiraz' ve 'reddi hakim' taleplerine ilişkin dilekçelerin Karargâh'ta hazırlandığı medyaya yansıdı. Çubuklu'nun altında imzası olan kara propaganda sitelerinin Genelkurmay tarafından kurulduğu, meçhul subayın gönderdiği mektupla anlaşılmıştı. İhbar mektubuna göre, söz konusu sitelerde AK Parti düşmanlığı yapılıyor, laik rejimin tehlikede olduğu ileri sürülüyor, en büyük tehlike olarak irtica gösteriliyordu. Eski Hava Kuvvetleri Askeri Savcısı Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok'un 1 numaralı sanığı olduğu 'sahte çürük raporu çetesinin iddianamesinde Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu'ya şok suçlamalar yöneltildi. Çubuklu'nun, Üçok'un bilgisayarındaki 397 dosyayı sildirdiği öne sürüldü. İddialar, sahte çürük raporu çetesinin iddianamesine de girdi. Soruşturması kapsamında ifade vermesi beklenen Çubuklu, adliyeye gitmedi. Adli Müşavir Çubuklu, ifade vermeme sebebini şu şekilde açıkladı: "Birincisi, delil diye koyduklarının delil niteliği yok. İkincisi, benim ifademi almaya yetkisi yok. Biz kendilerine gerekli resmi cevabı yazdık ve gönderdik. O nedenle ifade vermeye gitmedim."
TSK’yi son zamanlarda bir suç örgütü gibi gösteren bazı eylemlerin üzerine gitmek yerine, savunmaya yönelmek, üst düzey komutanları da zora sokmuştu. Aynı kişi şimdi de kendi komutanlarını suçlayarak savunma yapıyor. Zamanında hukuk dışına çıkılmasını onaylamaması ve gizlememesi gerekiyordu. Görevi buydu. Şimdi hukuk önünde yaptıkları veya yapmadıkları konusunda cevap verecek. Tabii komutanlar da, danışmanları konusunda daha dikkatli olacaklar.