KİM TUTAR SENİ

KİM TUTAR SENİ


CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu hakkında hazırlanan fezleke sonrasında grubunda yaptığı konuşmada esti yağdı. Fezlekenin kendisine ve partisine uyarıcı yaptığı, parti içindeki muhalefetin bir süreliğine savaş baltalarını gömdüğü söyleniyor.

İddiaya göre muhalifler;“CHP’de parti içi demokrasiyi sağlamak için partinin adeta ayağa kalktığı bir süreçte savcılar fezleke hazırlayarak Kılıçdaroğlu’nu mağdur durumuna düşürdüler” .
 “Savcılık gündemi bir anda değiştirdi. Elbette CHP’ye yönelik bir saldırı olarak gördüğümüz bu fezlekeye karşı hepimiz karşı duracağız, ama Kılıçdaroğlu da bundan yararlanarak parti içindeki demokratikleşme hareketlerini bir süreliğine engelleyecektir” .
Muhaliflere göre tüzük değişikliği il ve ilçe kongreleri başlamadan önce tamamlanmalı. Aksi takdirde Kılıçdaroğlu’nun istediği gibi antidemokratik tüzüğe göre seçilecek delegeler ile Kurultay yapılacak ve tüzüğü de bu delegeler değiştirecek.”(C.Ataklı,Vatan)

Kılıçdaroğlu bu hamleyle sadece parti içi muhalefeti değil tabandaki muhalefeti de durdurmuş gözükmektedir. Son zamanlarda kendi partisi içinde bile güvenilirliği iyice sarsılmıştı. Son yapılan bir kamuoyu araştırmasında bu açıkça görülüyordu:

“Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ana Muhalefet Partisi liderliği görevini yapış tarzını onaylıyor musunuz?"sorusuna mukabil,"Onaylıyorum" diyenler Ocak 2011'de %43.4, Aralık 2011'de %23.1
“Araştırmada dikkat çeken bir başka nokta da, CHP'ye oy verdiklerini söyleyenlerden de toplu destek gelmemesi. CHP'ye oy verenlerin sadece %55.8'i Kılıçdaroğlu'nun muhalefet yapış tarzını onaylıyor. %41.6'sı onaylamıyor. Kendi partisinden bile yeterli destek gelmemesi sebebiyle Kılıçdaroğlu'nun notu 10 üzerinden 3.8”(N.Ilıcak,Sabah)

Kılıçdaroğlu’nun aldığı bu rüzgârı ve fırsatı iyi kullanmaya çalışacağı biliniyor. Ancak anlık düşünen toplumumuzun hafızasına güvenerek geçmişi unutturmak nasıl mümkün olabiliyorsa, başka bir gündem oluşturarak da bu sağlanabiliyor. Tam da Onun faydalanmaya çalıştığı toplumsal özellik Onun yeniden gündemden düşmesine de neden olabilir.

Kılıçdaroğlu kalıcı izler bırakamıyor, kalıcı politikalar oluşturamıyor. Günlük çıkışlarla ancak bu kadar olabiliyor. Bir gün ak dediğine ertesi gün kara diyebiliyor. Bu da kendisine güvensizliği artırıyor. Çelişkiler toplumun gözünden kaçsa da gazetecilerin gözünden kaçmıyor:

“Kılıçdaroğlu dünkü konuşmasında davaya verdi veriştirdi. Mitinge dönen grup toplantısında 'Artık terörist Genelkurmay Başkanımız da var' diyerek davayı tiye aldı. 
Fakat gelin görün ki aynı Kılıçdaroğlu daha 6 ay önce İnternet Andıcı davası için 'çok önemli bir dava" demişti. 
“Ağustosta Derya Sazak'a "İnternet Andıcı'nın savunulacak tarafı yok. Hükümet aleyhine faaliyet göstermek nerede görülmüş? Bunu Genelkurmay değil başka bir kurum da yapsa suçtur" demişti. “(A.Y.Aslan,Bugün)

Doğrusu biz gazeteciler de ayıp ediyoruz. Tam adamcağız bir rüzgâr yakalamış, bizim de arkadan üflememiz gerekirken nelerden söz ediyoruz. Kim tutar seni yürü aslanım demeli değil miyiz?

Biz yapamıyorsak bari bunu yapanlara şaşırmamalıyız. Bırakalım üfürsünler. Hani sözün gelimi, sözüm meclisten dışarı; üfürükten tayyare misali.

Google+ WhatsApp