İRAN DÜŞMANIMIZ MI?

İRAN DÜŞMANIMIZ MI?


Milli Gazete’de yazan Ebu Bekir Sifil, ilmi çalışmaları ile tanıdığımız bir isim. Özellikle çıkardıkları Rıhle dergisi hacmi ve içeriği ile alanında önemli bir boşluğu dolduruyor. İki veya üç sayısını okudum.”Bize yalnız Kur’an yeter” diyenlere karşı bir mücadele içinde olduklarını gördüm. Bu mücadelenin orta yoldan biraz uzaklaşıp, ters istikamette bir uca yöneldiğini de söyleyebilirim.

Kendilerine ehlisünnet yolunu şiar edindikleri ve sapmalara karşı mücadele içinde oldukları için Milli Gazete’deki Şia ve İran’ı konu alan yazısını da bu doğrultuda bir yazıdır diye okudum. İçeriğinde bunlar da olmasına rağmen, beni rahatsız eden bölümler de vardı.

Suriye ve Irak’ta yaşananlar nedeniyle İslam dünyasında ciddi bir mezhep çatışması riski var. Öte yandan ABD ve İsrail, İran’a vurmak, hatta Türkiye’yi bu işe ortak etmek için çaba içinde. Peki, yazarın şu sözlerini nereye koymak lazım:

“İran bir taraftan bölgede inisiyatif ve etki alanını genişletmeye dönük politikalar izlerken, diğer yandan kadim ve genetik Sünni düşmanlığı refleksiyle Şii karakterli yayılmacı politika dip dalga halinde ilerliyor.”

Bir zamanlar üzerlerine lazım olmayan insanlar misyonerlik faaliyetlerini abartarak anlattıklarında, İslam Hak dindir, misyonerlerin çabaları beyhudedir, Hak olanın batıldan çekinmesi söz konusu değildir, diyorduk. Bugün Sünni kesimlerin Şia karşısında bir yetersizliği varmış da Sünni anlayış tehlikedeymiş gibi ifadeler kullanmakta benzer değil mi? Yazarın şu sözlerine ne demeli:

“İzleyebildiğim kadarıyla tek bir uydu üzerinden 20 civarında Şiilik propagandası yapan televizyon kanalı var. İzleyemediklerim de hesaba katılarak düşünüldüğünde rakamın ikiye-üçe katlanacağında şüphe yok. "Ne var bu kanallarda?" diye baktığınızda, 24 saat fasılasız Şiilik propagandası var. Son örneklerden biri el-Fâhişe li'l-Vechi'l-Âhar li Âişe isimli paçavra. Ağır ithamları zikretmeye ise dilim varmıyor; kitabın adı zaten muhtevasını yeterince ele veriyor. Elbette bu sadece örnek. Bunun gibi onlarcası tedavülde… (Ehl-i Beyt maskesi altında Şia'nın tezviratının önünü açanlar zil takıp oynasınlar…)”

Yazarın şu sözlerini anlayabiliriz:

“Açık ve net söylüyorum: Bütün alt dallarıyla Şia'nın itikadı, fıkhı, tarihi ve kültürü konusunda mütehassıs insanlar yetiştirmek bugün bu topraklarda yaşayan Ehl-i Sünnet duyarlılığına sahip insanlara farzdır.”

En iyi yorumla yazının yukarıdaki paragrafta ifade edilen bir temenniyi dile getirmek için yazılmış olduğunu söyleyebiliriz. Ancak içinden geçmekte olduğumuz süreç göz önüne alındığında yazının bu amaçtan fazlasıyla saptığını ve kışkırtıcı bir yapıya büründüğünü ifade edebiliriz.

Ne yani, İran ancak sizin gibi işin uzmanı olanlar tarafından izlenebilen kanallarda Şia propagandası yapıyor diye İran’a düşman mı olalım? Ya da Sünni Şii ayrışması ve çatışması mı çıkaralım? Zaten var olan ateşe benzin mi dökelim?

Bunun Türkiye ve İslam dünyasına bir yararı olur mu?

Ha şunu diyorsanız da anlarım.”Biz bu alanda çalışmalar yapıyoruz. Bu işin uzmanları biziz. Bize maddi destekler sağlayın.”

Bunun için de etrafı yangın yerine çevirecek laflar etmenin anlamı var mı?

Google+ WhatsApp