CEMAAT SENDİKASI OLMAZ

CEMAAT SENDİKASI OLMAZ


Türkiye’de sendikal faaliyet hep solun işi olarak görülmüştür. Dindar kesimin, mevcut sistem içerisinde emeğin hakkını savunması bir hak ve görev olmasına rağmen uzun yıllar yadırganmıştır.

Memur Sen’in bütün kademelerinde görev yaptım. Başlangıçta “dinde sendika yoktur” görüşünü aşmakta zorlandığımızı biliyorum. Sonraları ise alışılagelmiş, vakıfçılık ve dernekçilik anlayışını aşmakta zorlandık. Söylemlerimizden, mekânlara kadar, sendikacılık ile alakasız anlayış uzun yıllar sürdü. Hatta bu çelişki bazı arkadaşlarımızın diline bile yansımıştı.”Sendika derneğinden geliyorum” gibi garip cümleler, üyelerimizin dilindeydi.

Türkiye’de işçi sendikalarında da var olan partilerle özdeşleşmiş sendikacılık hastalığı ne yazık ki, memur sendikalarına da bulaştı. Sendikalar partilerle büyüdüler veya küçüldüler.

Sendika, bir sivil toplum örgütü olduğuna göre, üyelerin hak ve menfaatleri yanında ideolojik görüşleri de bir araya gelme nedeni olarak öne çıkmaktadır. Bir sendika etrafında kümelenen topluluğun kendi hayat görüşü, siyasi beklentileri ve amaçları doğrultusunda çalışmalar yapılmasını, görüşler ifade edilmesini o örgütten beklemesi de doğaldır.

Türkiye’de var olan siyasi grupların, dini toplulukların her birinin ayrı ayrı sendika kurmaları ve amaçları doğrultusunda faaliyetler yapmaları mümkündür ama doğru değildir. Böyle bir tavır, hem asıl amacı unutturur, hem de emeğin gücünü ve önemini yok eder.

Bu genel değerlendirmelerden sonra, özel olarak yeni kurulan bir sendika konusuna kısaca değinmek istiyorum.

Cemaatin veya diğer bir ifadeyle Hizmetin yeni bir sendika kurduğu ifade ediliyor. Adı geçen hareketin memurlarla ilgili çok sayıda sivil toplum örgütü olduğu biliniyor. Dernek veya vakıf şeklindeki bu örgütlenmelerin sendika adı altında genel bir örgüt yapısına kavuşması amaçlanmış olabilir.

Genel olarak sendika isminin, daha geniş kapsamlı, siyasi duruş için daha müsait olması, ilgi çekici bulunabilir, çalışma alanlarını genişletmek için uygun görülebilir.

İş çevreleri ile ilgili sivil toplum örgütlerinin, siyasi iktidarlar ve bürokrasiyle sağladıkları iş birliği ve iş bitiricilik, model alınmış olabilir. Cemaatin siyasi görüşlerinin ifadesi için uygun bir çatı olarak düşünülebilir. Zira bu konuda muhatap kabul edilebilecek bir yapının olmaması şikâyet konusu edilmişti. Yeni bir siyasi örgütlenme için, ön çalışma niteliğinde de görülebilir.

Cemaatin kendi taraftarı olan memurlarla ilgili bürokratik taleplerinin daha kolay iletilmesi ve gereklerinin yerine gelmesi konusunda sendikanın daha etkili olacağını var sayması söz konusu olabilir. Diğer sendikalar içinde cemaatin mensuplarının çıkar ve istekleri doğrudan istenemeyeceği için böyle bir yola gidilmiş olunabilir.

Bütün bunlar yeni bir sendika kurma ihtiyacı için neden olarak gösterilebilir. Ancak bu nedenleri alt alta yazdığımızda karşımıza bir sendika çıkmaz. Buradan çıkacak örgütlenme ancak bir yan kuruluş olur.

Sendikal hareket açıkça bir muhalefet hareketidir. Hizmet ise toplumsal ve idari desteğe ihtiyaç duyar. İktidarların ve etkili çevrelerin, hatta sıradan insanların tepkisini arzu etmez. Hizmetin yürümesi için geniş bir desteğe ve mutabakata ihtiyaç vardır. Hizmet siyasi örgütlenme, muhalefet ve rekabet yoluyla yürütülemez. Hizmet mensuplarının sendikal rekabete girmeleri, hizmetin desteğini artırmaz, eksiltir. Hizmeti büyültmez, marijanelleştirir. Sadece bir cemaate ait olduğu bilinen bir sendika ve sendikal anlayış olamaz. Hizmet içinde çok sayıda memurun olması, sayısal olarak bir güç gibi görünebilir, ayrı bir örgütlenme halinde bu güç cemaatin bugün var olan gücünü artırmaz, oluşacak güç cemaatin var olan gücü ve etkisinden daha büyük olmaz. Böyle bir kuruluşun var olan birlikteliğin ve gücün etkisini ve gücünü zayıflatması dolayısıyla getireceği, siyasi, ahlaki ve dini sorumluklar da göz ardı edilemez.

Google+ WhatsApp