HANGİ ALEVİ?

HANGİ ALEVİ?


Meclis Başkanının CHP’li bir milletvekilinin teklifini reddetmesi üzerine yeniden Alevilik bir din midir tartışması başladı. Son yıllarda Aleviliğin Müslümanlıktan ayrı bir din olduğunu ortaya atan ve kendilerini alevi olarak tanıtan bir kesim ortaya çıktı. Aleviler kendi içlerinde de bir tartışma içine girdiler. Biz Müslüman değiliz diyenler de var, bizler de Müslüman’ız diyenler de. Aslında asıl tartışma bu alanda devam ediyor.

Bazı aleviler ise bu tartışmanın Aleviliğe zarar vereceğini düşünerek tartışmayı başka alanlara çekmeye çalışıyorlar: “Kayseri Hacı Bektaş-ı Veli Kültürünü Araştırma, Yaşatma ve Dayanışma Derneği Başkanı Kenan Akpınar, "TBMM Başkanı Ak Parti hükümetinin bir milletvekili, bakanı veya Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bir memuru değildir. Siz kabul etseniz de etmeseniz de Alevilerin ibadet yeri cem evidir." dedi. CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün TBMM de cem evi talebi ile önerge vermesinin ardından AK Partinin Alevilere bakışını bir kez daha gördüklerini ifade eden Akpınar, "Ak Parti temsilcileri Aleviliği yok saymışlardır." dedi.”

Olayı yeni baştan ele alacak olursak; eğer Sayın Aygün “Alevilik ayrı bir dindir, bu nedenle mecliste bir Cem evi açılmasını istiyoruz” demiş ise, bu ifadelerde yanlış olan Aleviliğin ayrı bir din olarak nitelenmesidir. Sayın Çiçek, Diyanet’e sorsun veya sormasın verdiği cevapta “Alevilik ayrı bir din değildir, Alevilerin de ibadet yeri camidir” demiş ise burada da hukuki bir sorun vardır. Bırakın Meclisi, dışarıda bile Cem evi açılmasının önünde hukuki engeller vardır ve bu engeller anayasadan kaynaklanmaktadır. Devrim kanunları ve bağlı anayasa maddesi buna engel teşkil etmektedir. Gerekçenin fetvaya değil, hukuka dayandırılması gerekirdi.

Alevilerin sorunlarının kaynağı ne bugünkü iktidardır, ne de geçmişteki iktidardakilerdir. Sorunlarının kaynağı anayasadadır. Tekke ve Zaviyelerin kapatılması, en çok Alevi, Bektaşi ve Mevlevi olan topluluklara zarar vermiştir. Bu yasa mevcut anayasanın koruması altındadır. Diğer tarikatlar evlerini ve camileri kendi özel programları için rahatlıkla kullanırlarken bahsi geçen grupların ayinle ilgili ve programları mekânsız kalmıştır. Sema veya Semah gösterileri camide veya evde yapılabilir mi? Bunlar asırlar boyunca tekkelerde icra edilen ritüellerdir.

Bugün adına cem evi denilen yerlerin şehirlerde yaşayan Alevilerin, ihtiyaçlarından kaynaklandığı açıktır. Geçici tedbirlerle, çok da yasal bir statüsü olmadan bu yerlerin açılmasına kolaylık sağlandığı da bilinmektedir. Kayseri’de AK Partili belediyelerin cem evi konusundaki pozitif yaklaşımları da başta hemşerimiz aleviler olmak üzere herkes tarafından kabul edilmektedir.

Aleviler eğer üzüm yemek istiyorlarsa, bunu ayrı bir din olduklarını söyleyerek, Anayasa ve yasalara dokundurtmam diyerek, partileri ve iktidarları suçlayarak, Diyanet’e veya Sünni Müslümanlara yüklenerek gerçekleştiremezler. Bunları yaparak ancak haksız duruma düşerler, desteklerini kaybederler.

Öncelikle alevi kimdir sorusu karşısında net bir cevap verebilecek bir anlayış ve bütünleşmeye ihtiyaçları vardır.Sonra da birlikte asırlarca birlikte yaşadıkları,komşuları,yorum farkına rağmen dindaşları karşısında kendi konumlarını net bir şekilde ortaya koyacak bir kimlik belirlemeleri gerekir.

Ne kendi kafaları karışık olmalıdır, ne de muhataplarının kafalarını karıştırmalıdırlar.

Türkiye’de alevi denilince Müslüman olan biri mi, Müslüman olmayan biri mi kast edilmektedir? Diğer Müslümanlar onları Müslüman olarak mı, Müslüman olmayarak mı görmeliler? İnsanlar kendilerini ne görüyorlarsa odurlar ve o olarak hakları vardır. Hem öyle hem böyle olmaz. Ya hangi alevi diye sorulur, ya da hangi din?

Google+ WhatsApp