BOYUN EĞMEYENLERE BOYUN EĞDİRİLEMEZ

BOYUN EĞMEYENLERE BOYUN EĞDİRİLEMEZ


Bu yazımda da 28 Şubat döneminden bahsedeceğim. O dönem Gönüllü Kuruluşlar etrafında kümelenen bir grup insan, legal yollardan sivil itaatsizlik ve direniş gösteriyorlardı. Biz de Gönüllü Kuruluşların bir parçasıydık. Sendika olarak bu kuruluşlar içinde en aktif ve en fazla üyeye sahiptik. Yapılan çalışmaların birçoğu sendikada yapılıyordu. O zaman Gönüllü kuruluşların sözcüsü Prof.Dr. Nihat Bengisu idi. O zamanın dikkat çeken isimlerinden biri de çok şaşıracaksınız ama bir hanımdı, Nevin Akyurt’tu. Allah rahmet eylesin.

İmam-Hatiplerin kapatılması, başörtüsü konusundaki uygulamalar, fişlemeler, sürgünler, mahkemeler hızla devam ederken, mitingler, salon toplantıları, dua eylemleri, elele vb eylemler hep Gönüllü Kuruluşlar adı altında legal olarak yapılıyordu. Nihat Bengisu doğal olarak bu eylemlerde sözcü olarak öne çıkıyordu.

Yapılan işlerde hukuka aykırı bir durum yoktu. Görevliler her açıklamayı kelime kelime kaydediyor, istisnasız her açıklama mahkeme konusu oluyordu. Bu konuşmalardan dolayı mahkûm olanlar bile oldu. Hasan Celal Güzel fuar alanında yaptığımız insan hakları mitingindeki veya bir salon toplantısındaki konuşmasından dolayı mahkûm oldu ve hapis yattı. Şükrü Karatepe sadece bir konuşmasından dolayı mahkûm edildi.

Nihat Bengisu, iyi bir hekimdi. Hatta denilebilir ki, Türkiye çapında ismi olan, öğrencileri olan iyi bir hekim ve hocaydı. Üniversiteden ayrıldı. Kayseri’de o sıralar yeni açılan bir özel hastaneye Başhekim olarak atanacağı öğrenildi. Ancak bu gerçekleşmedi. O da bir muayenehane açarak geçimini temine çalıştı. Ancak ne mümkün. Muayenehanenin bulunduğu binanın kapısında polisler gelene gidene niye geldin diye soruyorlardı. İnsanlar muayene için bile gelmeye çekiniyorlardı.

Bütün bunlara rağmen O yine Gönüllü Kuruluşlar ile birlikte aynı direnişi göstermeye devam ediyordu.

Sonunda o günün Emniyet Müdürü, kendisi daha sonra vefat etti, bir gün muayenehaneye geliyor. Diyor ki,”her taşın altında sen varsın. Bırak git, gitmezsen gerekeni yaparım, bunu bil.”Hoca da biz kanunsuz bir iş yapmıyoruz, diyor, bildiğini yap diyerek karşılık veriyor. Müdür bu sefer çirkefleşerek tehdit etmeye başlıyor. Kanuni yollardan değil, kanun dışı yollardan gerekeni yapacağını söylüyor.

Bugün 28 Şubat konusunda konuşanların çoğu o günlerde direnen baskıya uğrayan, boyun eğdirilmeye çalışılan ve ancak boyun eğmeyen kişiler değiller. Nihat Bengisu, kariyerini ve hayatını ortaya koyarak direnen ender şahıslardan ve mağdurların sığındıkları emin limanlardan biriydi. Allah yapılan hiçbir iyiliği de kötülüğü de karşılıksız bırakmaz. Sınırsız hazinesinden ecrini versin.

Onu tehdit eden Müdürün öldüğünü, hem de pek kolay bir ölümle ölmediğini biliyorum. O,artık gerçek hesap sahibinin önünde. Ona başka türlü oyunlar oynayanlar da vicdanlarıyla baş başalar.

Bugün 28 Şubat mahkemede. Bir hesaplaşma var. Ancak şunu biliyorum ki, o gün fişlenenlerin birçoğu bugün bile bu fişlemeye göre muamele görüyor. Devlet kademelerinde, bürokraside onlara hala yer verilmiyor. Sakıncalı kabul ediliyor. Aday olduklarında adaylıkları kabul edilmiyor.

O günlerde direnenlerin boyun eğmeyenlerin, dünyalık makamlar için boyun eğmeleri de zaten beklenilemez. Zor günde boyun eğdirilemeyenlerin kolay günde boyun eğmeleri mümkün mü?

Google+ WhatsApp