
BU SAĞLIKLI DEĞİL
Işık Koşaner’e ait olduğu ifade edilen ses kaydının ikinci bölümü gerçekten vahim ifadeler içeriyor. Milletin ordusunun, milletin hükümeti, yargısı ve hatta basını konusunda düşmanca bir tavır içinde olduğunu gösteren değerlendirmeler sağlıklı kabul edilemez. İlk bölümü içinde bulunulan durumu “kepazelik”olarak ifade ediyordu. Biz bir çığlık olarak algılamıştık. Bir imdat çığlığı olarak görmüştük. Ancak bu bölüm “kepazelik”in en üst düzeyde devam ettiğini ve bunun kalıcı olmasının arzulandığını gösteriyor. Sırayla bakalım. Bakın basın nasıl görülüyor:
“Hiçbir basın mensubu bize düşman olmaz. Ama dost da olmaz. Basın, basın demek basın mensubunun görevi demek, haber olabilecek bir şeyi yakalarsa çok affedersiniz anasını bile satar onu oraya haber diye koyar. Hiç kimsenin gözünün yaşına bakmaz. Çünkü onun için en önemli şey haber bulmak gazeteye koymak.”
Sonraki ifadelerde yargı namert olarak görülüyor:
“Balyozda, bize üzen taraf neyimiz var neyimiz yok çaldırmışız. Konuşmalarımız dâhil. Ne konuşuyorsak var adamların ellerinde, namerdin eline malzeme verdik. Balyozun, günahı, vebali 1.orduya ait. Karargâhtan böyle planlar nasıl dışarı çıkar izahı yok kim verdi, biz verdik. Biz verdik. Hiç kimseyi suçlayamayız.” Bir yargı kararı ile ellerindeki bazı imtiyazların kaybolmasına karşılık nasıl mücadele ettiklerini bakın nasıl anlatıyor: “OYAK vergi verirse emekliliğimizde aldığımız paradan %15 kesilecek. Şimdi bunun mücadelesini veriyoruz .” Hükümete ve parlamentoya bakış açılarına bir bakın: “Sözleşmeli er diye bir şey çıkardılar. Paralı er, bir de sözleşmeli er diye bir şey çıktı. Herhalde nedir diye merak ediyorsunuz. Bu da şöyle çıktı. Bizim teklifimiz arzumuz falan değil tabi. Biz herkese eşit süreli tek tip askerlik istiyoruz. Bununla da mücadele ediyoruz bir bilginiz olsun.Askeri yargıyı değiştirmeye çalışıyorlar. En büyük sıkıntı ayim’de. Bu kadar saçma şeylerle mücadele ediyoruz. Şaka gibi. “Yine bugünlerde çok gündemde bütünleşmiş sınır yönetim sistemi diye sınırların sivil bir teşkilata verilmesi diye bir mevzu var. Yani işte ırak hududunu filan siviller bakacakmış. Arkadaşlarımız burada. Nasıl bakarlar mı arkadaş nasıl bakarlar? Tümen komutanım burada. Gülüyoruz, gülüyorsunuz. Yani bu kadar saçma şeylerle mücadele ediyoruz demek istiyorum.” Yasaları tanımayacaklarını da itiraf edip, meydan okuyor: “Halkımız biraz endişeli gibi gözüküyor. Şimdi kim ne derse desin arkadaşlar, kim ne söylerse söylesin. Bunun bir yerde yazması da gerekmez. Hani diyorlar ya 35. maddeyi kaldır da bilmem ne maddeyi koy. İster koy ister koyma. Biz silahlı kuvvetler olarak bunun için varız. Bu bizim doğal tarihi görevimiz. Kimse bunun hakkında bize akıl öğretemez. Kimse bunun aksini bize söyleyemez. O zaman bizim varlığımızı inkâr ederiz. Bunu diyemez. “