NEDEN ŞİMDİ?

NEDEN ŞİMDİ?


Bu yazıyı on üç şehit ve yedi yaralı haberini aldığım akşam yazıyorum. Yazı gazetede birkaç gün sonra yayımlanabilir. Bilgiler değişebilir. Ayrıntılar ortaya çıkabilir. Sıcak bilgilere dayalı olarak yaptığım yorumla gelecek bilgiler uyuşmayabilir.

Ben öncelikle büyük bir acı hissediyorum. Şehitlerimize rahmet, milletimize baş sağlığı diliyorum. Terörü ve şiddeti lanetliyorum. Şehitlerimizin kanının yerde kalmamasını diliyorum.

Şimdi başlıktaki soruya geçiyorum. Terörle mücadele tarihimiz içinde çok sayıda şehit verdiğimiz olayların hepsi ile ilgili daha sonra şüpheler ortaya çıkmıştır. Bu olay da çok sayıda şehit verdiğimiz bir olaydır.

Bu olay oluncaya kadar geçen saatlerde gündemde neler vardı? BDP ile görüşmeler vardı. Meclise gelmeleri ve yemin etmeleri için Meclis Başkanı riyasetinde görüşmeler yapılıyordu.

Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı ile 1 Ağustosta başlayacak asker terfilerini görüşüyordu. Ergenekon ve Balyoz davalarından 44 generalin emekli edilmeleri söz konusu olduğu için son derece önemli bir toplantıydı. Ayrıca PKK’nın eylemsizlik kararı için verdiği son tarih olan 15 Temmuz öncesinde, güvenlik konuları ele alınıyordu.

Ertesi gün ABD Dışişleri Bakanı Libya ve Irak başta olmak üzere Suriye ve Füze Kalkanı gibi önemli güvenlik konularını görüşmek için Türkiye’de olacaktı. ABD’nin Türkiye’den, Türkiye’nin ABD’den istekleri vardı.

Hükümet güvenoyu almış, Anayasa değişikliği başta olmak üzere yeni bir devire adım atılacağı işaretini vermişti.

Hem içerde hem de dışarıda güç kaymalarının söz konusu olabileceği bir zaman dilimi içindeydik.

Haberlere yansıdığı kadarıyla olay şöyle gelişti:

Bir tabur askerimiz, tam teçhizatlı olarak, yürüyüşe çıktılar. Sabah erken saatlerde başlayan yürüyüş, öğle saatlerine kadar devam etti. Dinlenme için durduklarında iki hakim yere birer nöbetçi koydular. Teröristler önce bu nöbetçileri şehit ettiler. Sonra da roketatar ve el bombalı saldırı düzenlediler. Askerlerimizin çoğu çıkan yangında boğularak veya yanarak şehit oldular. Bu arada yedi terörist de etkisiz hale getirildi. Askerlerimizin yaya olarak gittikleri bu yere bu sefer helikopter destekli takviye birlikler gönderildi. Yaralı ve şehitler dönüşlerinde helikopterle hastanelere intikal ettirildiler.

Haberlerde yorum yapan uzmanlar, tuhaflıklara işaret ediyorlardı. Mesela istihbarat yok muydu diye soruyorlardı. Bir tabur böyle uzun bir mesafeye yaya intikal ettirilir mi diye soruyorlardı. İstirahat için seçilen yer, eğer yanmalarına sebep olmuşsa, niçin burasının seçilmiş olabileceğini soruyorlardı.

Kritik dönemlerde hep böyle terör eylemleri ile karşılaşıldığı için sorular artık hiç kimseye acaib de gelmiyor. Bir zamanlar silahsız ve savunmasız askerler, korumasız gönderilmiş ve çok şehit verilmişti. O zaman da kritik kararların alınacağı bir zamandı.

İplerin kimin elinde olduğunu bilmek zorundayız. Bu eylemin terör örgütünün ve uzantılarının bağlarını da deşifre edecek şekilde çözülmesi gerekmektedir. Tam da bu sırada demokratik özerkliğimiz ilan ediyoruz diyen sesin kime, nasıl hizmet edeceğini de görmeliyiz.

Bu eylem başlanan yürüyüşü durdurmamalı, alınan kararlar uygulanmalı, bölgeye sivil sorumlular intikal ettirilip, soruların cevapları aranmalı, hiç gecikilmeden de kamuoyu ile paylaşılmalıdır.

Google+ WhatsApp