MAZLUM DER KCK VE BDP KONUSUNDA ÇOK DUYARLI

MAZLUM DER KCK VE BDP KONUSUNDA ÇOK DUYARLI


Mazlum Der, bir insan hakları kuruluşu. İnsan hakları konusunda duyarlı olması anormal karşılanamaz. Ancak anadoluda bu derneğe üye olanların ve destek verenlerin duyarlılıkları ile Genel Merkezin yeni yapılanmasının duyarlılıkları zaman zaman örtüşmüyor. Anadolu insanı cinayet şebekesi ve onların örgütlerinin insan hakları diye bir dertleri olmadığını düşünüyor ve cinayet şebekelerini meşrulaştıracak rapor ve açıklamaları kendi derneğinin görev alanı içinde olmadığına inanıyor. Bu yüzden de derneğin merkeziyle örgüt arasında bir doku uyuşmazlığı yaşanıyor. İşte iki örnek:

1.Mazlum der Başkan Yardımcısı Selahattin Çoban’ın açıklamasından bir bölüm:

“KCK” operasyonları adı altında, legal faaliyet yürüten sendika, dernek, parti ve birçok kurumu “meşruiyeti” tartışmalı hale getiren ve kamuoyu nezdinde itibarsızlaştıran tutuklama dalgalarının yargının siyasallaşması olarak algılanacak boyutlara ulaştığını gözlemliyoruz.

Terörle Mücadele ekiplerinin bugün onaltı ilde eş zamanlı yaptığı operasyonlarla “KCK” ya üye oldukları iddiasıyla aralarında, İHD, TUHADFED, Kurdi-Der Genel Merkezi ve bazı şubeleri, KESK Genel Merkezi, Eğitim Sen, BDP’nin çeşitli il teşkilatları, bazı belediyelerin de içinde bulunduğu kurumlar polislerce abluka altına alınmış ve aranmıştır. Siyasetçiler, sendikacılar, insan hakları savunucuları ve sivil toplum örgütlerine yönelik düzenlenen eş zamanlı baskınlarda onlarca kişi gözaltına alınmış ve 100’ün üzerinde adrese baskınlar yapılmıştır. Şu an milletvekili olan Leyla ZANA’nın evi de kendisi evde olmadığı sırada, kapısı kırılmak suretiyle aranmıştır.

2.Bir BDP’li ile ilgili haberler üzerine derneğin raporundan bir bölüm:

Dernek 18 Ocak tarihli raporunda, “Akit ve TRT hedef gösterdi” haberine de yer verdi. “Malatya'daki Zirve Yayınevi cinayetleri sonrasında kamuoyunun sıkça gündemine giren Hıristiyanlık ve misyonerlik karşıtı eylemlerin 2011'de de çarpıcı örneklerle devam ettiğini gösteren bir rapor yayımlandı” deniliyor. Raporda şu ifadeler yer alıyor: “Selma Çelik'in, 4 Nisan 2010'da İzmir'de vaftiz olarak Hıristiyanlığı seçmesi, önce Vakit (Akit) gazetesi ve bazı internet siteleri, ardından devlet televizyonu TRT'de ‘haber' oldu. Geçen yıl BDP’ ye üye olan ve partinin Aydın yönetimine giren Çelik'in 4 Nisan 2011'de Şanlıurfa'da katıldığı bir eylemle vaftiz görüntülerini birlikte yayımlayan Vakit, 26 Aralık 2011'deki bu ‘haber'ine, “BDP'li böyle Hıristiyan oldu” başlığı attı. Haber internette , “BDP'li yönetici, şarapla vaftiz oldu” diye verildi, aynı akşam TRT'de bile yayımlandı… Ailesi de ‘haber'i görünce Çelik'le görüşmeyi kesti. Çelik'in 10 yaşındaki kızı Berivan, okulda zor anlar yaşadı. Öğretmeni Berivan'a, “Anneni TV'de gördüm. Nedir bu” diye sordu. Büfenin müşterileri de dükkâna uğramaz oldu.”

İnsan hakları derneklerinin genel amaçları ile bu derneklere üye olan insanların amaçları uyuşmayabilir. Sonunda ya dernekler amaçlarını, üyelerinin amaçlarıyla uyumlu hale getirirler, ya da üyeler amaçlarıyla uyumlu olmayan dernekten uzaklaşırlar. Derneğe genel amaçlara uyan yeni üyeler gelir.

Google+ WhatsApp