
RÜZGÂRIN YÖNÜ VE ELİTAŞ
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün şike yasası diye bilinen yasayı veto etmesinden sonra hemşerisi Mustafa Elitaş ilginç bir açıklama yaptı. Partideki görevi nedeniyle yaptığı açıklama aynı zamanda partisinin görüşü olarak kabul edilebilir. Açıklama ilk planda meclis iradesine sahip çıkma olarak görülebilir. Ancak Bülent Arınç gibi partinin ağır toplarının açıklamaları da bir yanda duruyor. Bakın Elitaş neler söylüyor:
''Basının bu yasaya onay veren milletvekillerine farklı anlamlar yükleyerek, tahkir edici şeyler yapmasını uygun görmüyoruz. Sanki şikeyi serbest bırakıyormuş gibi yapılan bir düzenleme şeklinde değerlendirmek yanlış sonuçlara götürür. Konuyla ilgili başka yasalarda da zaten düzenlemeler mevcut'' dedi.
'Grup başkanvekilimiz altına imza attıysa, AK Parti'nin konuyla ilgili diğer siyasi partilerle birlikte mutabakatı olduğunu düşünürüz. Siyasi parti grupları herhalde attıkları imzanın arkasında dururlar. 'Biz yanlış yaptık, eyvah şurada hata yaptık' diye düşünmeden teklifin altına imza attılar demek olmaz diye tahmin ediyorum. Altına beraber imza attıysak beraber de devam etmemiz gerekir. Yoksa 'sonradan imzamı çektim' diye rüzgârın yönüne karşı konuşmak yanlış olur. Şu anda bunu konuşmak erken olur. Gerekçe okunduktan sonra değerlendirilecek. Herkes imzasının arkasında durabilmeli, rüzgâra karşı hareket etmemeli.”
Bu ifadelerden sanki çok sıradan ve masum bir yasa değişikliğinin sabote edildiği anlaşılmaktadır. Oysa yasa ile ilgili kendi milletvekilleri Şamil Tayyar’ın çok ciddi çekinceleri vardır: “Çünkü bu düzenleme, şike soruşturmasında tutuklu bulunan Aziz Yıldırım başta olmak üzere tüm şüpheliler için örtülü af niteliğindedir.
“Bu düzenlemeyle sadece bazı suçlar için öngörülen ceza miktarı aşağıya çekilmiyor, spordaki şike eylemi, organize suç yani çete suçu kapsamından çıkartılıyor. “Teklifin yasalaşması durumunda, sanıklara tahliye yolu açılacağı gibi soruşturma dosyasının ortada kalma ihtimali belirecektir. Çünkü yeni düzenleme, bu iddiaların artık ağır cezada değil sulh veya asliye cezada görülmesini hükme bağlıyor, özel yetkili savcı ve hakimleri devre dışı bırakıyor.
“ Bu yasadan sonra spordaki mafyalaşmanın önüne geçmek imkânsız hale gelecektir. Asla bu ölçekte bir operasyon yapılması bir daha mümkün olmayacaktır. “Ayrıca, teklifin gerekçesinde belirtildiği gibi, bu düzenleme, Ergenekon ve Balyoz davalarını olumsuz etkileyebilir. Bakın Adalet Komisyonu Raporu'nda aynen şu ifadeye yer veriliyor:
“Teklifin bir mutabakat sonucu imza altına alındığı göz önünde bulundurulduğunda, özellikle tutukluluk süresinin kısaltılması noktasında gerekli çalışmaların da aynı mutabakat çerçevesinde yapılmasının önünde herhangi bir engelin olmadığı gözlerden kaçmamaktadır.”
Adalet duygusunu ortadan kaldırabilecek, şike ve teşviki kolaylaştıracak bir düzenleme olduğu algısı, eğer bir rüzgâr oluşturmuş ise, bunun karşısında durabilecek bir mutabakat, bir güç duramaz. Mutabakatla bile olsa çıkan yasaları geri çevirme yetkisi Cumhurbaşkanında olduğuna göre, bu yetki laf olsun diye verilmemiştir. Meclisin de çeşitli etkilerle yanlış yapma ihtimali vardır, bu mekanizma yanlışı düzeltmek içindir.
Yetki vekillerdedir ancak yetkiyi veren milletin hassasiyetleri ve iradesi asıldır.
Bu konu öyle meydan okunacak bir konu değildir. Elitaş, rüzgârın kaynağının milletin kendisi olduğunu hatırlamalıdır.