SURİYE İÇİN ÖNEMLİ ADIMLAR

SURİYE İÇİN ÖNEMLİ ADIMLAR


İstanbul’da yapılan Suriye’nin dostları toplantısı sonunda açıklanan bildiri, birçoklarının beklentilerinin daha üzerinde adımlar atıldığını gösteriyor. Bildiride dile getirilenlerin hayata geçirilmesi ve gerçekleştirilebilmesi ayrıca değerlendirilebilir. Ancak yaklaşık 83 ülke ve kuruluşun üzerinde ittifak ettikleri öneriler de başlı başına Suriye halkı için umut verici sayılabilir.

Türkiye’nin ve Suriyeli muhaliflerin beklentilerinin daha yüksek olduğunu bilmekle birlikte BM Güvenlik Konseyinden beklenen kararların, buradan çıkmayacağı da biliniyordu.

Bildiriye kısaca göz atacak olursak, atılan adımları görebiliriz: Zirveden çıkan en dikkat çekici karar, muhaliflerin oluşturduğu Suriye Ulusal Konseyi'nin (SUK) itibarının güçlendirilmesi oldu. SUK, "muhaliflerin bir araya geldiği tek çatı örgütü" olarak, tüm Suriye halkının meşru temsilcilerinden biri olarak tanındı. SUK’ un uluslararası toplumun muhalefetle temaslarında önde gelen muhatap olduğu vurgulandı. İstanbul'da geçtiğimiz günlerde bir araya gelerek "Yeni Suriye'nin Ulusal Sözleşmesi'ni" ilan eden muhalifler, Suriye Ulusal Konseyi'nin "tek temsilci" olarak tanınmasını bekliyordu. Ancak konseyin henüz Suriye'deki tüm kesimleri temsil etmediğini düşünen ülkeler, dengeli bir kararla tüm muhalefete mesaj gönderdi. SUK gelecek iki hafta içinde kendisini yeniden yapılandırmayı, tüm muhalif grupları çatısı altında toplamayı hedefliyor. Suriye Ulusal Konseyi'nin temsil tabanını genişletmesi ve Suriye halkının tek temsilcisi olarak kabul edilmesi durumunda, Esat rejimi uluslararası alanda meşruiyetini kaybetmiş olacak. Zirveden çıkan ikinci önemli karar, Suriye'de krize son vermeyi amaçlayan Annan Planı için bir takvim belirlenmesi talebi oldu. Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da aralarında bulunduğu birçok lider, Esat rejiminin Annan planını zaman kazanma amacıyla kullandığı eleştirisini getirmişti. Zirve sonuç bildirisinde BM'nin Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan'ın çabalarına destek açıklandı, Annan'dan Esat rejiminin atacağı adımlar için bir "takvim" belirlemesi istendi. Bu takvim uyarınca, katliamların sürmesi durumunda, Suriye konusunun yeniden BM Güvenlik Konseyi gündemine taşınması gerektiği vurgulandı. Zirve sonuç bildirisinde ülkeler, "Suriye halkının kendisini korumak için aldığı tüm meşru önlemlere" desteklerini açıkladı. Bu ifade, bazı gözlemciler tarafından, Suriye halkının "meşru müdafaa" hakkına vurgu olarak görülüyor. Suriye Halkının Dostları grubu ülkeleri, muhalifleri Mali ve teknik açıdan daha güçlü bir şekilde destekleme konusunda da anlaşmaya vardı. Alınan kararların Esat rejimini geriletmesi beklenmese de, muhalefete güçlü bir destek sağladığı, muhalefeti tek çatı altına toplamayı hedeflediği, Esat rejimini destekleyen ülkeler olan Rusya, Çin ve İran gibi ülkelerin gerekçelerini zayıflatacak adımlar olduğu dikkatlerden kaçmıyor.

Türkiye, bu konuda tek başına kalmış durumuna düşmekten, kuvvetli bir uluslar arası destekle uzaklaşmış oldu.

Suriye’deki rejimin Annan planını kabul etmesi, bir zaman kazanma taktiği olduğu kadar, ancak o kadar zamanlık bir süre için rejimin devamını sağlamak olduğu da bir gerçektir. Bu süre ne kadar olacak bilinmiyor. Bu sürenin Suriye halkı için ne kadar ölüm ve işkence getireceği de bilinmiyor. Bunun süresini insanlığın vicdanı belirleyecektir.

Google+ WhatsApp