ALKOLSÜZ BİRA YALANI

ALKOLSÜZ BİRA YALANI


Geçen gün Mimar Sinan Parkından geçiyordum. Vakit akşamla yatsı arasıydı. Parkın belli bölümleri karanlıktı. Arabamı almak için ilerlerken bir sesle irkildim:

-Hacı, Hacı! Gel Kafa çekelim.

Sesin geldiği yöne baktım. Yaşları 15-16 olan üç genç bir banka oturmuşlardı, ellerinde bira vardı. Anlaşılan erken başlamışlardı. Az önce yanımdan geçen iki genç bayanı düşündüm. Acaba onlara da seslenmişler miydi? Etrafta hastaneler vardı. Benim geçtiğim yol bu hastanelere gelip gidenlerin de kullandıkları bir yoldu. Yolun en kritik noktasında kendi ifadeleriyle çocuklar kafa çekiyorlardı.

Sonra zaman gazetesinin haberi dikkatimi çekti. Önce sözüm ona alkolsüz bira, sonra bira, sonra başka içkiler.

“Kırklareli Üniversitesi öğretim görevlisi ve Yeşilay Kırklareli temsilcisi Ali Karakoç, işte bu ürünlerde alkol olup olmadığının tespiti için geçtiğimiz aylarda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na bağlı Çanakkale Gıda Kontrol Laboratuar Müdürlüğü'nün kapısını çalıyor. Alkolsüz olduğu ileri sürülen biranın incelenmesini talep ediyor. Laboratuarda yapılan inceleme geçtiğimiz günlerde tamamlandı. Hazırlanan rapor, reklamlardaki 'alkolsüz' ifadesinin tamamen gerçek dışı olduğunu ortaya koyuyor. Buna göre, söz konusu üründe binde 26 oranında alkol bulunuyor.

Psikiyatri Profesörü Nevzat Tarhan ise olayın bir başka boyutuna dikkat çekiyor. Tarhan, "Sigara nasıl esrara kapı açıyor. Bu biralar da alkol bağımlılığına kapı aralıyor. Önlem alınmalı. Ürünlerin üzerine 'alkole başlamada ilk adım olabilir' yazılmalı." şeklinde konuşuyor. Tüketici Hakları Merkezi Genel Başkanı Ömer Keser, alkollü biranın 'alkolsüz' diye satılmasının tüketiciyi aldatma olduğunu belirtiyor. "Bu biralar piyasadan toplatılmalı." diyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı ise biranın alkolsüzünün olmayacağını belirtiyor. İçmenin caiz olmadığı aktarılıyor. Diyanet'in Alo Fetva Hattı, "Bu ürünlere dışarıdan alkol enjekte edildiği ve doğal meyveler gibi kendi kendine olmadığı için oranı önemli değil. Bu alkoldür ve caiz değildir." diyor. Biranın, alkolsüz olmayacağını belirten Diyanet, "Alkolsüz bira reklam amaçlıdır. İnsanları biraya alıştırmanın çalışmasıdır. Dinen caiz değildir." bilgisini veriyor. Türkiye'de alkole başlama yaşı 11'e kadar düştü. 15 yaş üzeri kişi başı saf alkol tüketimi 1-1,29 litre olmakla birlikte, ilköğretim öğrencileri arasında alkol kullananların oranı yüzde 15,4. Ortaöğretimde yaşamı boyunca en az bir kez alkol kullananların oranı yüzde 45-50, son bir ayda en az bir defa alkollü içki içme oranı yüzde 16,5, (erkeklerde yüzde 31,5 ve kızlarda yüzde 10,6). Üniversite öğrencilerinde alkol kullanım yaygınlığı ise yüzde 43,0-53,9 ve hâlen içenlerin oranı yüzde 22,9.”

Çoğu haram olanın, azı da haramdır. İçinde sarhoş edici çok az miktar bile olsa dinen hüküm değişmiyor. Böylece kötü alışkanlıklar başlamadan önlenebiliyor.

Bir arkadaşıma parktaki çocukları anlattığımda, onlara müdahale edilemeyeceğini söyledi. Mevcut yasalarımıza göre polis onlara müdahale edemiyormuş. Şikâyet olması halinde ancak polis müdahale edebiliyormuş. Ya da içenlerin birilerini taciz etmeleri gerekiyormuş.

Zaten bu mesele polislik bir mesele de değil. Çocuklarımızı yalanlarla kandırmayı önlemek için daha köklü tedbirler gerekiyor. İçkinin bütün kötülüklerin anası olduğu fikrini slogan olmaktan çıkarıp, hayatın vaz geçilmez bir uyarısı yapmalıyız.

Google+ WhatsApp