AH TÜRKİSTAN AH

AH TÜRKİSTAN AH


Medine’de, Mescid-i Nebevi’de, bahçedeki tuvaletlerin merdivenlerinden çıkarken onlara rastladım. Grup halindeydiler. Oraya ilk geldikleri şaşkınlıklarından belli oluyordu. Ellerimi kaldırıp, yüksek sesle “esselamü aleyküm” diye seslendim. Yirmi kişi kadar varlardı. Ani bir refleksle hepsi birden hafifçe eğilip, gülümseyerek “aleyküm selam” dediler. Elleri kalplerinin üzerindeydi. Bu sefer boğazıma bir hıçkırık düğümlendi. Belki Müslüman kardeşlerinin onları ilk selamlamasıydı. Öyle coşkuyla almışlardı selamı. Hepsi bir tip giyinmişlerdi. Çok iri yapılıydılar. Yaşları elli altmış olmalarına rağmen güçlü görünüyorlardı. Yanımdan geçerlerken göğüslerindeki bayrak ve yazı dikkatimi çekti. Göğüslerinde “Çin “ yazıyordu. İçim bir kez daha burkuldu.

Daha sonra mescitte ve kabede zaman zaman yan yana geldiğimiz oldu. Konuşarak anlaşabiliyorduk. Ancak konuşkan değillerdi. Çok az şey konuşabildik. Kabede tavaf esnasında yine onlara rastladığımda Afrikalılar, Hint Müslümanları gibi güçlü vücutlarını kullanarak kalabalıkları yararak hacer’ül-esvede yürüyorlardı. Duaları ve gözyaşları dualarımıza ve gözyaşlarımıza karışıyordu.

Bu yazıyı Çin’in yeniden soykırım denilebilecek zulmünün haberlerinin ve protestoların artması sonrasında yazıyorum. Olanları sevgili dostum Seyit Tümtürk’ün ifadelerinden öğrenelim:“Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk, "Çin'in Doğu Türkistan'ı işgal ettiğinden beri Doğu Türkistanlılara soykırım uyguladığını" öne sürdü.
Tümtürk, ''Çin, özellikle Doğu Türkistan'ın güney tarafında yer alan ve Uygur Türklerinin en yoğun olarak yaşadıkları Kaşkar ve Hoten vilayetlerinde 2 yıldan beri halka göz açtırmamaktadır'' dedi. Halkın bu nedenle 18 Temmuz Pazartesi günü Hoten'de hükümet binası önünde barışçıl protesto eylemi düzenlediğini belirten Tümtürk, "Çin güvenlik güçlerinin protestoculara yönelik müdahalesi soncu 20 kişinin hayatını kaybettiğini, bunun üzerine halkın da Çukurpazar'daki bir karakola saldırdığını ve 2'si emniyet mensubu 4 kişinin hayatını kaybettiğini, 6'sının da rehin alındığını" anlattı.”
En önemli İslam merkezleri bugün işgal altında. Çin gibi emperyal bir devletin orantısız gücü karşısında direnişe devam eden kardeşlerimiz, mücadeleden vaz geçmiyorlar. Ülke dışındaki Doğu Türkistanlılar da bu mücadelenin insanlık vicdanına duyurulması için çaba sarf ediyorlar. Hac ibadeti esnasında bir şey daha dikkatimi çekmişti. Özellikle Medine’de alışveriş yapılan esnafın Türkçe konuşmaları hacılarımızı şaşırtıyordu. Bunlar çoğunlukla Türkistan’dan gelip, Medine’ye yerleşmiş Müslüman Türklerdi. Asıl beni şaşırtan ise bu kardeşlerimizin maalesef Çin mallarını satıyor olmalarıydı. Sanki tarih tekerrür eder gibi Çinliler cıncık boncuk ile ekonomik nedenlerle onları kendi çıkarlarına alet edebilmekteydiler. Onlar gibi tüm Müslümanları da çakma ve ucuz emtialarına bağımlı hale getirmeyi başara biliyorlardı.

Bağımsızlık hedefi için hala kanını canını ortaya koyabilenlerin olduğu bir yurt, ebediyen esir kalamaz, kalmamıştır. Şehit haberleri, acı vermekle birlikte, umudumuzu artırmaktadır.

Google+ WhatsApp