YILIN YENİLENME AYI

YILIN YENİLENME AYI


Dinimiz beşikten mezara kadar eğitimi öngörüyor. İbadetlerimiz, kulluğumuzu ve insanlığımızı kazandığımız eğitimimizin yapıldığı zamanları içeriyor. Sabah kalkışımızdan akşam yatağa girinceye kadar her zaman dilimi eğitimimize ayrılmış. Öğretimden bahsetmiyorum. Eğitimden bahsediyorum. Eğitim kişisel gelişimimiz ve kemale ermemiz için nefsimizle, kendimizle ilgili değişim ve dönüşümleri kapsıyor.

Hacca gittiğimizi hatırlayalım. Neredeyse bütün zaman dilimlerinin ibadete ayrıldığı özel bir kamp dönemi yaşıyoruz. Bu yetmiyor ömrümüzü hac içinde yaşamış gibi olmak için elimizden geliyor ve gücümüz yetiyorsa her yıl umreye gitmeye çalışıyoruz. Bu kamp dönemlerinde yenilendiğimizi ve dirildiğimizi hissediyoruz. İçinde sınavların da olduğu bu dönemler neredeyse yüzde yüz dünyayı bir kenara bıraktığımız ve kendimize ve avrete yöneldiğimiz zamanlar oluyor. Arınıyoruz. Tövbe ediyor, gözyaşı döküyor, temizleniyoruz. Kâbe’nin gölgesinde Atamız Adem’in yaşadıklarını yaşıyor, affımızı istiyoruz.

Her gün Kâbe’ye karşı günde beş defa mesafeleri kaldırıp yöneldiğimizde de eğitimimiz sürüyor. Tıpkı Kâbe’nin gölgesinde dökülen gözyaşı gibi, her gün beş defa aynı amaca yöneliyoruz. Her vakit namazımız yenilenme anımız oluyor. Nefsimiz ve dünya hemen anlık bölünmelerle bizi bekliyor. Günahlar ve hırslar bizi kuşatıyor. Biz de inadına günü böldüğümüz beş vakitte nefsimizin isteklerine karşı direniyor, kulluğumuzu ve insanlığımızı yeniden yaşıyoruz.

Ramazan Ayı, bizler için bütün bunların birlikte yaşandığı müstesna bir zaman dilimi. Müminleri yılda bir ay kendilerini kampa çektikleri ve nefislerini eğittikleri günler. Üstelik yüzde yüz dünya hayatının yaşandığı, günahların ve kötülüklerinde ortasında yaşanılan zor bir eğitim dönemi.

Ağustos Ayı gibi bütün nimetlerin bol olduğu ve neredeyse hepsinin bütün maharetlerini göstererek nefsimizi cezp ettiği bir zamanda, hayır demek ve kendini tutmak, imsak etmek. Sıcağın kavurduğu, gölgelerin bile nefes aldırmadığı zamanlarda buz gibi akan sulara yan gözle bile bakmamak. Hır gürün çoğaldığı trafiğin tıkandığı, canın boğaza geldiği, öfkenin çağırdığı bir ortamda durgun denizler kadar sakin kalmak.

Kulun riya karışmayan kulluğunu gösterdiği, melekleştiği ve kemal noktasında zirveye tırmandığı, bakışlarında duruluk, sözlerinde suhulet, davranışlarında ölçülülük kazandığı bir eğitim dönemi.

Kendini aşmayı, başkasını kollamayı, ellerini ve gönlünü açmayı başarabildiği bir vakit. Oruç tutacak, namaz kılacak, zekât ve sadaka verecek, ihtiyaç sahiplerine yardım edecek. Kur’an okuyacak. Sohbet dinleyecek, bilgisini artıracak. Eksiklerini giderecek. Sabrı ve cömertliği öğrenecek. Kendini başkalarının yerine koymayı empatiyi ve diğerkâmlığı öğrenecek ve uygulayacak.

Büyük cihada yönelecek, nefsine hükmetmeyi öğrenecek, uygulayacak. Nefsine boyun eğmemeyi, nefse boyun eğdirmeyi başaracak.

Çünkü bu ay kulluk eğitimi için ayrılmış bir ay. Başarabilirse evvelinde rahmet, ortasında mağfiret ve ahirinde de günahlardan kurtuluş v ve va’d edilen bayrama kavuşma var.

Her akşam sevinçlerin yaşandığı ve sonunda bayramın yaşanacağı sevinç ve mutluluk ayı, bu ay. İnanarak ve karşılığını yalnız Allah’tan bekleyerek yaşanan bu ayın sonunda, Kevser ırmağında yıkanmış gibi tertemiz olmak var. Ne mutlu bu eğitimi başarıyla tamamlayanlara!

Google+ WhatsApp