
FRANSA İŞTE BUNDAN KORKAR
Daha önceki yazımda da belirtmiştim. Fransa’ya karşı takınacağımız tavırlardan en etkili olanının, Fransa’yı eski sömürgelerinde sıkıştırmak olduğunu söylemiştim. Bu işin çok kolay olmayacağını da biliyorum. Ancak bunu Türkiye’nin ve Erdoğan’ın yapabileceğini de biliyorum. Nitekim Erdoğan’ın açıklamalarının hemen karşılık bulduğu görülüyor. Cezayir’de tartışmalar başlamış bile. Daha sonra bu tartışmalar halka mal olacaktır.
“Cezayir Ulusal Cephesi lideri Musa Tuati, Erdoğan'ı kastederek, “Bu konum alışı ve açıklamaları nedeniyle kendisine teşekkür ederiz. Saygımızı hak ediyor. Milli meselemizi savunan ve halkımızın talebi doğrultusunda, Fransa'dan, işlediği suçları kabul etmesini isteyen, Cezayir hükümeti değil de Türk Başbakanı oldu.
”Bu da acı bir durum. İnsan haklarına en ufak bir saygısı bulunmayan Fransa'nın gerçek yüzünü göstermek ve bunu talep etmek, bizim görevimiz olmalı” dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarına bir destek de, “Ulusal Kurtuluş Cephesi”nden geldi. Partinin sözcüsü Kassa Aysi, “Erdoğan'ın açıklamaları, Fransa'nın, eski sömürgelerinde işlediği suçları kabul etme zorunluluğu bulunduğuna göre tam yerine oturuyor” diye konuştu.
”Muhalefetten gelen bu açıklamalara iktidardan da yanıt geldi. Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika'nın partisi ‘Milli Demokratik Topluluğu'nun sözcüsü Milud Çorfi, “Fransa'yla Türkiye arasında bir mesele var ve Cezayir, bu bağlamda, Türk Başbakanı tarafından bir örnek olarak dile getirildi. Cezayir'in bu konudaki resmi görüşü, Dışişleri Bakanlığı'nca açıklanmıştı. Partimiz bu resmi duruşu desteklemektedir.”
Fransa’nın aceleci tavrının da gerekçesi burada gizli olmalı. Daha önce sömürgesi olan ülkelerde artık etkisiz kalmaya başladı. Bu boşluğu Türkiye dolduruyor. Fransa için önemli bir zemin ayağının altından kayıyor. Kendi iç siyasetinde de benzer bir durum söz konusu. Fransa’da İslam hızla yayılıyor. Müslüman nüfusun bu artışla birlikte çok uzak olmayan bir zamanda çoğunluğa ulaşacağı tahmin ediliyor. Irkçı ve İslam düşmanı siyasetlerin artmasında böyle bir korkunun tetikleyiciliği de fark ediliyor.
Türkiye’nin ağırlığı bu konuya vermesi gerekir. Bu ülkelerle ilişkilerin artırılması, ticaretin çoğaltılması, gidiş gelişlerin sıklaştırılması diğer tedbirlerden daha önemli ve etkili olacaktır.
Bize karşı hasmane bir tutum alan Fransa’ya aynen Onun kullandığı silahı kullanarak, etrafını boşaltarak, yaptıklarını hatırlatarak, haksızlık ve zulümlerini dile getirerek karşılık verilmesi gerekir. Bu misliyle veya daha fazlasıyla mukabeledir. Fransa’nın kimseye ders verecek durumda olmadığı açıktır ve bunu bizim iyi kullanmamız gerekir.