ARAP SOKAĞINDAN İKTİDARA

ARAP SOKAĞINDAN İKTİDARA


Bu yıl hac sebebiyle Mekke ve Medine’de karşılaştığımız Müslüman milletlerin Türkiye konusundaki tutumları olağanüstüydü. Özellikle Arapların Erdoğan sevgisi her vesile ile karşımıza çıkıyordu. Hac kıyafetlerimizdeki bayrağımızı gören Araplar selamdan sonra Erdoğan’ın ismini söylüyorlardı. Meşhur “one minute” sözünü tekrarlıyorlardı. Oturup konuştuğumuzda bize soruları da Erdoğan oluyordu. Dilimiz döndüğünce onların ülkelerini de konuşmuştuk. Bir Mısırlı veya Tunuslunun kendi liderlerinden bahsetmek istemediklerini ama Erdoğan’ı konuşmak istediklerini gördük. Kendi liderleri konusunda konuşmaya çekiniyorlardı.

Aradan bir yıl geçmeden Mısır, Tunus ve Libya’da rejimler değişti. Liderler devrildiler. Cezayir veya Suriye gibi ya da Suudi Arabistan gibi ülkelerin halklarının da kendi yönetimleri konusundaki görüşleri rejimleri değişen ülkelerden farklı değildi. Aynı şekilde Türkiye ve Erdoğan konusunda da benzer düşüncelere sahiptiler.

Yeni iktidara gelenlerin halkları içinde bir karşılıkları olduğunu sanmıyorum. Halkın desteğini alacak kadar tanınmadıklarını da düşünüyorum. Erdoğan’ın bu halklar üzerindeki kredisi kadar krediye sahip bir liderlerinin de bulunmadığını söyleyebilirim.

Erdoğan’ın Mısır ziyareti sırasında verdiği resim de biraz bunu gösteriyor. Yeni yöneticiler meşruiyeti Erdoğan’ın jestlerinde arıyorlar. Kalıcı olmalarını Onun desteğinde görüyorlar. Arap Sokağı Ona bakıyor. Uzun süredir Onu takip ediyor. Yapılan araştırmalar da Arap halklarının desteğini ifade ediyor.

Bazıları Arap baharı ile gelen devrimlerin büyük güçlerin kontrolüne geçeceği ya da geçtiği yorumlarını yapıyorlar. Yine içerde bazıları dünya yeniden kurulurken Türkiye’nin kenarda kalacağı görüşündeler. Türkiye’yi taşeron gibi görüp, Başbakanı eleştiren bir muhalefetimiz bile var.

Elbette büyük güçler boş durmayacaklar. Herkes kendi adına, ülkesinin çıkarlarının peşinde olacak. Eski düzenin devamında yararı olanlar değişimleri karalayacak. Kafaları 1940’larda kalmış olanlar yeni durumu anlayamayacaklar.

Elbette Türkiye’nin attığı adımlara engeller çıkacaktır. Türkiye köşeye sıkıştırılmak istenecektir. Zaaflarımız kullanılarak zayıflatma yoluna gidilecektir. Yollar mutlaka dikenli olacaktır. Eğer bu bir oyunsa, mutlaka karşı hamleler de olacaktır.

Ancak Mısır ziyareti bize şunu göstermiştir. Arap Sokağı Erdoğan’dan yanadır. Arap iktidarları Erdoğan’ın onayını almak çabası içindedir. Arap sokağının onayı Erdoğan’ın onayına bağlı görülmektedir. Yeni iktidarları Arap Sokağı belirlemiştir. Ülkelerinin geleceklerini de onlar belirleyecektir.

Dünyanın bütün güçleri, ellerindeki tüm imkânları kullansalar dahi Erdoğan’ın Arap sokağında elde ettiği prestiji elde edebilecek başka birini bulamazlar. Arap iktidarları da bunun farkındadır. En azından şimdilik rakipsizdir.

Bütün bunların ülkemizin gücü, geçmişi ve gelişmesi ilgili olduğunu, Erdoğan’ın kişisel özellikleri yanında bu emsalsiz güç ve imkânları da temsil ettiğini söylemeliyiz.

Bütün dünya aslında bu gezi ile var olan bu gücü ve iktidarı görmüştür. İçerde ve dışarıda kıskananlar da, sevinenler de, öfkelenenler de olacaktır. Müslüman halkların sevindiklerine şüphe yoktur. Öfkeleneler ve kıskananları ise haberlerden izleyebiliriz.

Google+ WhatsApp