
KOLAY VE ZOR
Arkadaşlardan birisi uyardı.”Tramvay yazılarına ara verdin. İlginç şeyler kulağına gelmiyor mu?” diye. Belki gidiş geliş saatlerimin değişmiş olması, belki de insanların artık tramvayda bağıra çağıra konuşmamaları, belki de benim dalgınlığım, bir süredir hakikaten tramvayda bir şey duymuyordum.
Bugün, kalabalık tramvayda ayakta duran iri yarı bir yolcunun kaba saba ifadelerle yaptığı pazarlığa şahit oldum. Önceleri birkaç rakam geçtiği için bir şey anlamamıştım ama, yanımdaki yolcu kalkıp, o oturunca sesinin volümü de iyice artınca, pazarlığın tamamını öğrenmiş oldum. Konuşmasından ancak ilkokul mezunu olduğunu çıkardım. Bir kaç kişiyle yaptığı telefon konuşmalarının dökümünü yazınca nasıl maharetli bir iş adamı olduğunu siz de anlayacaksınız.
-Bak dayı, ben elliden aşağı çekemem. Sen elli beşe sat.
(Karşıdaki konuşmalar duyulmadığı için tek taraflı sözleri yazıyorum.)
-Benim de ortağım var. Hadi taş çatlasın bin lira indiririm. Onu da arkadaşıma sormam lazım.
-Elliye alıcı var mı? Sen alıcıyı ikna et, elli üç elli beş olsun.
-Tamam, dayı, ben şimdi ortağımı arayacağım. Tramvaydayım şirkete gidiyorum. Ona göre sana döneceğim.
Ortağım dediği kişiyi arıyor.
-Bak kardeşim. Adamın elliye müşterisi hazır. Ne diyon? Biraz aşağı çekelim mi? Biz 48’e çekelim. Üç lira oradan kalır. Bir lira da komisyon alırız. Adam elli üçe satarsa onun kazanacağı beş lirayı da üçümüz bölüşürüz. Ben adama öyle söyleyeceğim. Böyle satayım mı?
-Tamam, işi bana bırakıyorsan, ben adamı arıyorum, evi de hemen satıyorum, tamam mı?
Tekrar önceki aradığı adamı arıyor.
-Bak dayı. Arkadaşla konuştum.48’e çekmeye razı oldu. Sen de elli üçe verirsin. Karı arkadaşımla üçümüz paylaşırız. Bak ben şimdi iniyorum, şirkete geçiyorum. Anahtar bende. Müşteriyi al gel.
Bu hesaba göre 45 lira olan bir ev 53 liraya satılıyor. Bir lirada komisyon alınıyor. Toplam kar miktarı dokuz lira oluyor. İçinde bir lirası yok. Birinden alıyor, birine satıyor. Araya üç komisyoncu giriyor. Kısa günün karı 9 bin lira oluyor.
Bu konuda iki şeye dikkat çekmek isterim. Birincisi, bütün bu konuşmalar bir martaval olabilir. Bütün emlakçiler böyle iş yapıyor ve böyle para kazanıyorlar demek değildir. İkincisi, böyle bir alış veriş dinen caiz değildir, elde edilen para helal değildir. Yani birilerinin özenmesine vesile olmak istemem. Buradan uyarıyorum.
Tramvay bu, malzeme biter mi? Şimdi de arkamda oturan iki emeklinin konuşmaları kulağıma geliyor. İkisi birlikte bir arkadaşlarını çekiştiriyorlar:
-Yahu benim horantam dört kişi, onunki altı kişi, bana ayda bir doğalgaz faturası geliyor, Ona iki ayda bir.
-Hiç yıkanmıyorlar mı bu adamlar?
-Yemek yapmıyorlar mı?
-Geçenlerde onlardaydım. Akşam oldu yemek yok, hazırlık da yok. Torununa sordum, bizde akşam yemek olmaz dedi, dolapta olanı çıkarır, yeriz. İnanır mısın, ısıtmadılar bile.
-Öyle yaparlarsa ne su parası gelir, ne de doğalgaz parası.
İki olay aynı gün, peş peşe, dakika farkıyla yaşandı. Birisi çok kolay kazanmanın yolunu bulmuştu. Birisi yediğinin, içtiğinin hesabını yaparak yaşamak zorundaydı.