PARTİ NASIL REHİN ALINIR?

PARTİ NASIL REHİN ALINIR?


Gençlik yıllarımızda, kitle partilerinin, kitle eylemlerinin nasıl ele geçirilebileceği yönünde tasavvurlar yapar, bazen de bir grup arkadaşla bunu uygulamaya geçirmeye çalışırdık. Lideri sloganlarla istediğimiz konuya çeker, eğer gelmezse o kadar çok slogan atardık ki, ne konuştuğu anlaşılamazdı. Örgütlü yapılar, dağınık kitleleri hep yönlendirmişlerdir. Bizim özellikle sol siyasetteki partilerimiz hep bu kıskacı hissetmişlerdir. Böyle durumlarda liderlerin maharetleri ve tecrübeleri öne çıkmaktadır. Tecrübe eksikliği tuzağı kolaylaştırmaktadır.

Şimdi bir yemin krizimiz var. BDP, KCK tutuklusu Milletvekilleri için; CHP, Ergenekon tutuklusu milletvekilleri için meclise gelmeme ya da yemin etmeme kararında ısrarlı davranıyorlar. Meclisi kilitlemeyi ve çalıştırmamayı istiyorlar.

PKK, KCK ya da Ergenekon örgütleri, meclisi ve hükümeti meşru görürler mi? Halk iradesine saygı duyarlar mı? Öyle olsa niçin silahlı örgüt kursunlar, silahlı eylemler yapsınlar, gelir meşru yollardan siyaset yaparlar. Onlar cebir ve şiddet kullanarak meşru yapıyı ortadan kaldırmaya yönelik eylemlerden yargılanıyorlar. Onlar her fırsatı kullanarak da bu amaca yönelebilirler. Yemin krizi de pekâlâ uygulanabilir bir yöntemdir. Örgütün amacına uygun olması bunun için yeterlidir.

İyi de ortada bu krizin içinde meşru iki siyasal parti var. Bunlardan birisi de ana muhalefet partisi. İşte biz bu siyasal partilerin örgütlerce rehin alındığını düşünüyoruz. Şöyle bir bakalım:

CHP, Ergenekon hakkında ne düşünüyor? Onları silahlı terör örgütü olarak mı görüyor, kahramanlar olarak mı görüyor. Peki, BDP, PKK ve KCK hakkında ne düşünüyor? Onları silahlı terör örgütü olarak mı görüyor, kahramanlar olarak mı görüyor. Her iki partiyi çapraz sorgulamaya aldığımızda, bu örgütlere terör örgütü diyorlar. CHP’ye göre PKK; BDP’ ye göre Ergenekon, terör örgütü kabul ediliyor. Ancak aynı amaca yönelik bir eylemde iki tarafın buluştuğunu da görüyoruz. Terör örgütleri için bu yadırganacak bir durum da değil. Delil klasörlerinde birçok işbirliği örneği var. Garip kaçan siyasal partilerin de bu işbirliği içine girmeleri.

BDP, bir açıdan anlaşılabilir. Terör örgütünün desteği olmadan var olması imkânsız. Varlıklarını kendilerine bağlı hissettiklerine selam göndermeleri, temenna etmeleri beklenmeyen bir durum değil. Bir rehin alınmadan çok, göbekten bağlılık var denilebilir. CHP ise Türkiye’nin en eski partisi. Var olmak için başka yapılanmalara ihtiyacı olmayan bir parti. Nasıl olur da kendisini rehin duruma düşürebilir? Genel Başkanı, yabancılara şikâyet olarak söyledikleri ile bu rehinliği tescillemektedir.

Hatırlar mısınız bilemiyorum. Seçim sürecinde CHP Genel Başkanı meydandaki pankartları okuyarak konuşmasını yapıyordu. Yazımın ilk kısmında söylediğim gibi, partiyi, Genel Başkanı, mitingleri ele geçiren, rehin alan ve adayları dayatılmış edenler, bu pankartlarla rehinlerine yol göstermiş olmasınlar?

Millet çoğunluğu, BDP’nin kahramanlar küstahlığını, onlardan beklenen bir davranış olarak görür; CHP’nin tavrını ise asla onaylamaz. Ana Muhalefetin bir an önce rehinden kurtulması için de öncelikle CHP’lilere görev düşmektedir. Liderinin tecrübesizliği, partiyi felakete sürüklemektedir.

Google+ WhatsApp