MHP’NİN DÜŞMANLARI

MHP’NİN DÜŞMANLARI


İnsanların duyguları vardır. Çoğu zaman akıllarıyla değil Duygularıyla hareket ederler. Hele kitleleri hareket ettirmenin en kısa yolu duygulardır. Bilimsel olarak da ispat edildiği için, reklamlarda ve seçim stratejilerinde bu yöntem uygulanır. Bu duygulardan en yoğun olarak kullanılanı korkudur.

Mesela bizim ülkemizde yıllarca şu söylenirdi: Üç tarafı denizlerle dört tarafı düşmanlarla çevrili. İçeride ve dışarıda düşmanlarımız vardı. İrtica, bölücülük, komünizm ülkemizi tehdit ediyordu. Siyasi muarızlarımız da düşmandılar ve ülkeyi satan birer haindiler. Geçmişte ülkemizi yönetenler de düşmanlarımızın içerideki piyonlarıydılar.

Özellikle kötü yönetilen zamanlarda düşmanlarımız azarlardı. Onları etkisiz hale getirmek için sertlik gerekirdi. Askeri müdahaleler olur, düşmanlar bertaraf edilirdi. Bu arada biraz da halk zarar görmüşse, düşmanlardan kurtulmanın hatırına boyun eğmesi istenirdi.

Sade bizde değil, kötü yönetilen tüm ülkelerde diktatörlerin, halkları için birer kurtarıcı olmaları, düşmanlarının çokluğu ve inandırıcılığı ile kabul görürdü.

Ülkeler kötü yönetiliyor, ekonomi kötü ise bu yöntem yüzde yüz fayda sağlayan bir yöntemdi. Daha çok da geri kalmış ülkelerde, sistemleri oturmamış, demokrasileri gelişmemiş yerlerde başarılı olurdu.

Gelişmiş ülkeler de ise belki belli bir azınlık bu fikirleri desteklerse de çoğunluk bu tür fikirleri paranoya olarak görürdü.

MHP İL Başkanı Mete Eke öyle bir açıklama yaptı ki, bize geçmişteki korkularımızı hatırlattı:

"MHP'nin tarihine bir bakın. Hep dostundan çok düşmanı olmuştur. MHP'nin ömrü hep bu düşmanlıklarla mücadele etmekle geçmiş ve sürekli bedel ödemiştir. MHP'nin varlığını kutsal hale getiren de bu mücadele ve düşmanlarının fazlalığıdır" dedi. Türk milletinin değerlerine kim düşmansa aynı zamanda hedefinde MHP'nin de olduğunu kaydeden Eke, şöyle devam etti: "Düşmanlar dışarıdan saldırıların MHP'yi daha güçlü kıldığını bildiği için sürekli içeriye Truva atları göndermekte ve düşmanlık hedefleri için onları kullanmaktadır. Dün de bugün de aynı yönteme başvurmaktadırlar. MHP'nin kurucusu Başbuğ Alparslan Türkeş'in yaşadıkları ile MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin bugün yaşadıkları arasında hiçbir fark yoktur. Bugün 5,5 milyon oy almış bir harekete (MHP bitti, tükendi) diyen bazı şer odakları kasıtlı olarak tarif ediyorlar. MHP satın alınamayan tek kaledir. Siyasi omurgalı davranan MHP ile siyasi omurgasızlıkla siyasi başarı kazanan iktidarları kıyaslayanlar önce vicdanlarını harekete geçirmelidir."

MHP, kendini ülkeyi düşmanlarından kurtaracak yegâne hareket olarak görüyor. Görüyor da içeride birileri MHP’nin genel yönetimini benzer kaygılarla sıfatlandırıyor. Bir defa yol açılınca, aykırı düşünen herkes hain ve düşman olarak görülüyor. Kısaca içerideki muhalefet bile düşman. Üstelik bu insanlar otuz kırk yıldır başka bir yere gitmemiş, partilerinde kalmış insanlar. MHP, bu sefer kendi inanmış insanlarından korkuyor. Bir defa korkmuş veya korkutulmuş iseniz gölgenizden bile korkarsınız.

Peki, böyle bir korku gerçek mi? Bence değil. Artık korkutma politikaları halkta karşılık bulmuyor. Halk, vatanı satıyorlar lafına inanmıyor, inadına böyle denilenlere oy veriyor. Yine aynı şekilde parti içi muhalefeti böyle susturamıyorsunuz. Yöntemler lideri diktatör yapmaktan öteye gitmiyor.

MHP, Eke’nin de ifade etmeye çalıştığı gibi cesur insanların partisi. Korku empoze ederek ve hainler üreterek yönetilecek bir parti değil. Korku politikaları da artık karşılık bulmuyor. Yeni şeyler söylemek gerekiyor.

Google+ WhatsApp