SOLUN ŞİŞİNMESİ
Anladık, sol muhalefettir.
Anladık, sanatçılar muhalif insanlardır.
Anladık, solun kültür ve sanat alanında ağırlığı fazladır.
Anladık, gazeteler, dergiler ağırlıklı olarak sol kadroların elindedir.
Anladık, üniversite kadrolarının kahir ekseriyeti, sol kökenlidir.
Anladık, cenahı askeriyede ve adliyede büyük ağırlıkları vardır.
İyi de,
Anlayamadığımız bir şey daha var.
Nerede o entelektüel birikime sahip öğretmenler, askerler, siyasetçiler.
Bu ülkede sol olmak demek içi boş bir din düşmanlığımıdır?
Darbe şakşakçılığı ve bedavacı bir devletçilik midir?
Hem bohem bir hayat yaşayıp, hem fukara edebiyatı yapmak mıdır?
Önce emek edebiyatı yapıp sonra burjuva takılmak mıdır?
Solun bu toplumdaki karşılığı nedir?
Toplumsal tabanı kimlerdir?
Neden işçiler,
Köylüler, Fakirler solcu değiller?
Neden Çankaya’nın halka tepeden bakan emekli bürokratları,
Bir eli yağda bir eli balda olan zenginler,
Sahil kentlerinde yaşamları bozulmasın isteyen keyif sahipleri,
Bir da nasılsa solcu olmuş gariban Alevileri solcudurlar?
Neden dünyanın başka ülkeleri solcuları karşısında, bizim solcular, solculuklarından utanırlar?
Nasıl oluyor da bütün dünyada sol ya iktidar, ya iktidar alternatifi iken biz de darbeler olmasa iktidar yüzü görmüyorlar?
Acaba diyorum,
Acaba, bu toplum bilinçli olarak mı solun şişinmesine izin veriyor?
Bırakın şununla bununla oyalansınlar,
Sanat manat yaptıklarını düşünsünler,
Zinhar halktan uzak kalsınlar.
Eline oyuncak verilmiş, yaramaz bir çocuk gibi.
Yalasın diye elma şekeri verilmiş,
Oyalansın diye serbest bırakılmış,
Övünsün diye de övülüp şişirilmiş.
İfadelerimi kaba ve ağır bulanlar olabilir. Onlara Kılıçdaroğlu’nu izlemelerini tavsiye edeceğim.
İşte solun lider diye çıkardığı en önemli siyasi kişilik.
Liderlik dersen liderlik,
Entelektüel birikim dersen hakeza,
Tarih bilgisi sular seller gibi,
Ekonomi dersen yutmuş,
Din konusunda uzman,
Hatta ne ararsan var.
Bir de şişinmeleri yok mu?!
Vay be!