KERVAN YÜKÜNÜ ALDI 8

KERVAN YÜKÜNÜ ALDI 8


Adıyaman aynı coğrafyada olmasına rağmen terörün yaşanmadığı bir huzur şehri. Ne zaman gitmiş isem bunu hissettim. Buradaki programımızı Belediye organize etmişti. Daha şehre yaklaşmadan profesyonel bir organizasyon olacağı anlaşılmıştı. Bütün program boyunca Belediye Başkanı M.Necip Büyükaslan kervana eşlik etti. Başkan Büyükaslan’la birlikte Oturakçı Pazarı’na giderek tarihi mekânları gezdik. Belediye tarafından pazarda yapılan hizmetleri yerinde inceledik. Başkanla birlikte kalabalık bir heyetin şehir içinde gezmesi, üstelik bu kalabalık grubun yazar olması, başkan adına iyi bir PİAR çalışması oldu. Bizim faaliyetimizin en geniş olarak duyurulduğu yer Adıyaman oldu. Belediye hoparlörleri bile durmadan bizi anons ediyordu. Daha sonra pazardaki otantik görünümlü Hısn-ı Mansur Çay Ocağı’nda oturup bir yandan çaylarımızı yudumlarken, diğer yandan Kâhtalı Mıçı’dan sonra Adıyaman’ın yetiştirdiği genç Gazelhandan gazel dinledik. Belediyenin restore ettirmeye devam ettiği Keleş Konağını gezdik. Bu gezilerimizde Adıyaman eski milletvekili Ahmet Doğan’da bir an bile bizi yalnız bırakmadı. Hem program, hem de protokol ziyaretlerin de bile yanımızdan ayrılmayan Yusuf’un da kervanda izleri kaldı. Meczup görünümlü bu genç insana şehrin protokolü de saygılı davranıyordu. Israrla bizim Sahabe efendimizin Safvan b.Muattal’ın kabrini ziyaret etmemizi istiyordu. Bu ziyaretin bizi tehlikeden koruyacağını söylüyordu. Ziyaret mekânı uzaktı. Gidilip dönüleceği için çok zaman alacaktı. Uzunca bir müşavereden sonra gidilmeye karar verildi. O da bizimle geldi.

Sahabenin büyük çoğunluğunun medfun olduğu Arabistan’da sahabe kabirleri bilinmezken Anadolu’da kesin olduğu bilinmeyen bu kabirlere gösterilen hürmeti dikkate değer buluyorum. Bu kabir için bir yerleşim yeri olmamasına rağmen, devlet tarafından güzel bir yol yapılmış.

Kervandan birisi bunu şöyle izah etti. Bu yerler birlik ve beraberliğe vesile yerler. Belli zamanlarda bu kabri iki yüz bin kişinin ziyaret ettiği söyleniyor. Ben de içimden, medreseleri kapattık, tekkeleri yok ettik, manevi önderleri önemsizleştirdik, başka çaremiz kalmadı, kabirlerden medet umuyoruz, diye geçirdim.

 Adıyamanlılara göre,Anadolu’daki sahabe mezarlarının bir kısmı konusunda bu kadar şüpheler bulunmasına rağmen, Adıyaman’da bulunan Hz. Safvan b. Muattal’ın kabri konusunda hiçbir ihtilaf bulunmamaktadır. Bütün İslam Tarihi kaynakları Hz. Safvan b. Muattal’ın Adıyaman’da vefat ettiği konusunda hemfikirdirler. Onun vefat tarihi konusunda ihtilaf olsa da, başka bir yerde vefat ettiğine dair en ufak farklı bir rivayet bile bulunmamaktadır. Nitekim Adıyaman’daki yöre halkı da Hz. Safvan b. Muattal hakkında “Sahabe-i Paki” şeklinde bir tabir kullanmaktadırlar. Bu tabir, onun ifk hadisesinde Kuran tarafından paklandığını anlatmaktadır. Hz. Safvan bin Muattal Türbesi Adıyaman'ın Samsat ilçesine yaklaşık 10,5 km mesafede bulunan, Taşkuyu ve Çiçek Köyleri arasında kalan (Doğanlar Mezrası) mevkide, yüksek bir tepede bulunmaktadır.

Ziyaret alanına indiğimizde Yusuf bizden ayrıldı. Tepeden aşağı doğru inip kayboldu. Dönüşte orada bırakmamamız gerektiğini düşündüğüm için onu takip etmeye çalıştım. Ancak dönüş anında onu tekrar görebildim. Elinde topladığı bazı otları kervandan birine veriyordu. Bana bir şey söylemedi ama gezi sırasında kervandan bazılarına sırlı sözler etmişti. Sağlıkla ilgili sıkıntısı olanlara da bu sıkıntılarını söylemişti. Anlaşılan onlardan birine iyi geleceğini düşündüğü otlardan toplamıştı.

Kahraman Maraş son durağımızdı. Adıyaman’dan çok geç geldik. Sabahında ise iki program düzenlenmişti. Hem sabah, hem öğleden sonra. Şehrin ancak çarşılarını gezebildik. Kahraman Maraş, son yıllarda yapılan barajlardan sonra daha bir güzel şehir haline gelmiş. İşsizliğin olmadığı belirtildi. Sanayisi de gelişiyormuş. Her ne kadar Kayseri ve Gaziantep gibi iki sanayi ve ticaret şehri arasında bulunsa da ekonomik gelişme ve refahını artıran bir şehrimiz.Şair ve yazarların şehri de desek abartmış olmayız. Son çınarlarından Bahattin Karakoç da programa katıldı.

Kahraman Maraş’ta fazla kalamadık. İzzet ve ikramları, misafirperverlikleri ile her anımızı doldurdular. Ancak kervan son düzlüğe çıkmıştı. Kervan yolcularından bir kısmı için ertesi gün mesai günüydü. Kervan sabaha Ankara’da olmalıydı. Üzülerek Tekir’de yapacakları akşam ikramından affımızı isteyip, Kayseri’ye doğru yola çıktık.Akşamı Kayseri’de yeriz dedikleri için kendimce tedbir almıştım. Kervan yolda gerek deyip, Ankara’ya yürüdü. Benimse yolculuğum bitmişti.

Notlarıma da, Kervana gittiğimiz yerlerde yüklenenleri, almayı tercih ettim.

Google+ WhatsApp