
BU YIL NAZIM HİKMET YILI MIYDI?
Aşağıda, Türkiye Yazarlar Birliği Onursal Başkanı Mehmet Doğan’ın basın toplantısından alıntılar bulacaksınız. İlave söze ne hacet:
“Sonuna yaklaştığımız yıl, “Mehmet Akif yılı” olarak ilan edildi, bundan şüphe veya tereddüt yok. Fakat bazı kurumlar bu yılı “Nazım Hikmet yılı” olarak değerlendirmeyi tercih ettiler.
5–6 yıl önce inşasına başlanan Ankara Yenimahalle belediyesine ait bir yapı tamamlanıp “Nazım Hikmet Kültür Merkezi” olarak açıldı.
Binanın yapılış safhaları hakkında bilgi sahibiyiz. Bir önceki belediye başkanı, Mehmet Âkif Mahallesinde muhtemelen onun adını taşıyacak bir kültür merkezi inşaatından bize söz etti. Biz de binanın adının vakit geçirmeden konulması gerektiğini hatırlattık.
Tabii devran döndü, o başkan gitti, yerine CHP’li bir başkan geldi. Buraya kadar söylenecek bir şey yok. Yeni başkan, Mehmet Âkif adı verilmesi düşünülen binayı Nazım Hikmet’e tahsis etti!
Bu 2001’de, “Mehmet Âkif yılı”nda oldu! Demek ki, Yenimahalle belediye başkanı için Mehmet Âkif yılı yok, belki de Mehmet Âkif de yok!
Belki de başkanın adına park yaptığı İstiklâl Mahkemesi reisi “Kel Ali”nin sahasına giren bir adamdı Mehmet Âkif! İstiklâl Marşı şairi 1925’te Mısır’a gitmese idi, İstiklâl Mahkemesi’ne düşeceğinden şüphe yoktu. Kel Ali için Mehmet Âkif potansiyel suçlu idi ve cezası da Âtıf Hoca’dan az olmazdı!
O sıralar Mehmet Âkif’i asacak suç mu bulunmazdı? Hem de asılır, ondan sonra en âlâsı bulunurdu!
2011 Mehmet Âkif Yılı ve Mehmet Âkif’in hatırasına yapılan kültür merkezi Nazım Hikmet Kültür merkezi olarak açılıyor…
Devlet Tiyatrolarının 2011–2012 oyun düzeninde de Nazım Hikmet başköşede.
Nazım Hikmet’i büyük çoğunluk şairi olarak tanır ve esasında öyledir. Onun bazı oyunları da var. Peki, Nazım Hikmet tiyatro tarihimize girebilecek kıratta oyunlar yazdı mı? Bu soruya “evet” demek zor. Devlet Tiyatroları Nazım Hikmet’in muhtemelen Moskova’da para kazanmak için yazdığı oyunları kim bilir kaç kere sahnelemiştir. Bu yetmiyor, bu sene “Memleketimden İnsan Manzaraları” bu devlet bütçesinden beslenen tiyatromuzun baş oyunu.
Peki, “Memleketimden İnsan Manzaraları” bir tiyatro oyunu mu? Değil! Nazım Hikmet’in Millî Mücadele’yi kendi ideolojik zaviyesinden resmettiği uzun bir şiir. Nazım Hikmet’in Millî Mücadele anlatımında Kocatepe’de Mustafa Kemal Paşa’ya atfen yazdığı mısralar, bir meşruiyet sağlama çabası olarak okunmalıdır. Yoksa Milli Mücadele’nin gerçeğe en uzak yorumu, Nazım Hikmet tarzı “sınıfsal” yorumdur. Ölü bir ideolojinin şablonları ile Milli Mücadele’nin tanımlanması da yapılabilir. Fakat bunu tek ve geçerli doğru gösterme anlamına gelecek uygulamalardan kaçınmak lazımdır.
Nazım Hikmet yorumunda, Mehmet Âkif’le ilgili mısralar da var. Onun önemini, değerini inkâr edemeyen, fakat İstiklâl Marşı’nı bir mısraını tahrif ederek eleştiren bölüm:
—bizim istiklâl marşı’nda aksayan bir taraf var
Bilmem ki nasıl anlatsam
âkif, inanmış adam,
Fakat onun, ben,
İnandıklarının hepsine inanmıyorum
Mesela bakın: “gelecektir sana vaat ettiği günler hakkın”
Hayır,
Gelecek günler için
Gökten âyet inmedi bize,
Onu biz, kendimiz
vaad ettik kendimize
Millî Mücadele’nin Nazım Hikmet yorumu, şiirden tiyatrolaştırılıyor ve devlet ödeneği ile sahneleniyor. Asıl Çanakkale’nin destanî şiirini ve İstiklâl harbinin marşını yazan Mehmet Âkif bugüne kadar Devlet Tiyatrolarının kapısından adımını içeri atamıyor.
Mehmet Âkif yılı bunun için iyi bir fırsat değil miydi? Tabii birçok resmi kültür kurumu gibi, Devlet Tiyatroları için de Mehmet Âkif yılı yok! Varsa yoksa Nazım Hikmet. Peki, bu yılı Nazım Hikmet yılı sanıyor olmasınlar? Bazıları için her yıl Nazım Hikmet yılı!”