ŞEHİTLER MİLLETİNDİR

ŞEHİTLER MİLLETİNDİR


Terörün yeniden tırmanması, şehit haberlerinin artması, üzerine on üç şehit verilmesi milletimizi derinden üzmüştür. Şehit ailelerinin üzüntü ve öfkesi kat kat fazla olmuştur. Cumartesi günü bir yürüyüş çağrısı yapılmış, insanlar terörü lanetlemeye davet edilmiştir.

Ancak bu lanet yürüyüşü sonrasında şehit yakınlarının acı ve öfkeleri daha da artmıştır. Daha çok şehit yakınlarının katıldığı yürüyüşe çok az kişi katılmıştır. Kendilerine mikrofon uzatılanlar da öfke dolu sözler söylemişlerdir. Halkı duyarsız olmakla suçlamışlardır.

Oysa daha önce koca meydanın almadığı miting ve toplantılar şehitlerimiz için yapılmıştı. Milletimiz bu konuda ne kadar duyarlı olduğunu göstermişti.

Şu an katılımın olmamasına mazeret aramamakla beraber, bazı gerçekleri de dile getirmekte yarar var.

Eğer şehit cenazelerine MHP ve Ülkücüler katılırlarsa,”şehitler üzerinden siyaset yapmayın” tarizi ile karşılanmaktadır. İktidar mensupları katılırlarsa yuhalanmakta veya tartaklanmaktadır. Hakaretler edilmektedir.

O zaman bu toplantılara kim katılacaktır? Herkesi kucaklayan çağrılar yapıldığında ve herkesin katıldığında oluşan o muhteşem tablo daha iyi değil mi?

Dernekler tarafsızdırlar, çağrı onlardan geldi, denilebilir. Derneklerin yöneticilerinin tabloyu tam görebildikleri kanaatinde değilim. Ellerine verilen bildiriyi okuyanlar, tam olarak kimleri hedef aldıklarının, neyin karşısında olduklarının farkında gözükmüyorlar.

Bazen açıkça siyasetin tuzağına düşüyorlar. Sorunun çözümüne katkı sağlamak yerine, ateşi körüklüyorlar. Birlik beraberlik görüntüsü yerine iç çatışma ve ayrışma içinde olunduğu intibaını vermektedirler.

TC Hükümeti ve güvenlik güçleri terörle mücadelede farklı saflardaymış gibi, terör yerine hükümet, siyasi irade karşı tarafmış gibi gösterilmektedir. Bu, muhalefetin hoşuna gidebilir. Muhalefetin görevi iktidarı eleştirmektir. Derneklerin işi bu değildir. Aslına bakarsanız terör gibi yıllara sâri milli bir konuda muhalefetin görevi de bu değildir. İktidarı ve muhalefeti birlikte hareket etmek zorundadır. Derneklerin görevi bu birlikteliği sağlamak olmalıdır.

Duyguların doruğa çıktığı böylesi zamanlarda, derneklerin yöneticilerinin her sözlerine, her davranışlarına dikkat etmeleri gerekir.

Kayseri’de şehit aileleri milletimizin kalbindedir. Milletimiz şehitlerimizin yakınları, yetimleri için ne yapılsa yanında durmaktadır. Yerel yönetimlerimizden, Valiliğimize ve sivil toplum örgütlerine varıncaya kadar herkes elinden geleni yaparak onları el üzerinde tutmaya gayret etmektedir. Yapılanları bir görev olarak görmektedir.

Biraz da özeleştiri yaparak, niçin böyle oldu diye kendimize sormamızın zamanı gelmiştir. O şehitleri bağrından çıkaran bu Aziz Milleti suçlamak yerine, bizim ne eksikliğimiz var diye sormakta fayda var. Mesela biz duyuramamış olabilir miyiz? Mesela herkes kendisi yürüyüş yapmak için ayrı saatler ve günler duyurup, kafa karışıklığı yaratmış olabilir mi?

Şehit ailelerinin, her siyasi düşünceden üyeleri olduğuna göre tüm siyasi katmanları dikkate alan bir dili var mı? Hamaset dili, alev gibi parlar ve söner, heyecan uyandırır ve dikkat çeker. Ancak çözümün dili değildir. Yaralayarak yaralar sarılmaz. Ateşi su söndürür, ateş değil.

Asırlardır toprağa verdiğimiz tüm şehitlerimiz, milletimizin şehitleridir, milletimize ve vatanımıza emanet edilmişlerdir, onlar da bu vatanı milletimize vatan yapıp, emanet etmişlerdir.

Google+ WhatsApp