KLAVUZLAR İYİ YAPMIYOR

KLAVUZLAR İYİ YAPMIYOR


“En Önemli Tutuklama” başlıklı yazımda TSK’nin adli danışmanlarının ve özellikle Adli danışmanın nasıl yanıltıcı olabildiğini ifade etmiş, yeni komuta kademesinin yeni danışmanlar konusunda dikkatli olmaları gerektiğini yazmıştım. Bugün üç gazetede manşet olan haber o cephede fazla bir değişikliğin olmadığını gösteriyor. Haber özetle şöyle:

“Çeşitli davalardan tutuklu bulunan yüksek rütbeli subayları kurtarmak için Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu harekete geçti. Kıvrıkoğlu'nun hedefinde özel yetkili mahkemeler var. Darbe teşebbüsleri ile ilgili yargı süreçleri devam ederken, muvazzaf subayların tutuklu yargılanmalarını önlemeye yönelik yeni bir girişim başladı.

Genelkurmay Adli Müşavirliği’nde, Hasdal Cezaevi'nde tutuklu bulunan muvazzaf subayların serbest bırakılmasını sağlayacak hukuki düzenlemeler için 19 Ağustos'ta bir çalıştay gerçekleştirildiği öğrenildi. Kara Kuvvetleri Komutanı (KKK) Org. Hayri Kıvrıkoğlu'nun talimatı üzerine Genelkurmay Adli Müşavirliği'nde gerçekleştirilen toplantıya, Genelkurmay Adli Müşavir Vekili Alb. Şakir Aytaş, Kara Kuvvetleri Adli Müşaviri Alb. Ahmet Vurucu, Jandarma Adli Müşaviri Yzb.Hakan Kandemir, Hava Kuvvetleri Adli Müşavirliği'nden ise Hakim Üstğ. Özkan Doğu katıldı. Bunlar dışında toplantıya katılan diğer iki isim ise şu anda Hasdal'da tutuklu bulunan Tümg.Hıfzı Çubuklu'ya yakınlığı ile bilinen Hakim Yzb. Kurtuluş Kaya ve Hakim Bnb.Doğan Doğan Uysal oldu. Çubuklu geçmişte bu yöndeki girişimlerde akıl hocası olarak rol alırken, internet andıcı nedeniyle tutuklanınca, yerine kendisine yakın bu ismin katıldığı ifade edildi.”

Ben bu yazıyı yazdığımda haber yalanlanmamıştı. Böyle bir Çalıştaydan elde edilebilecek ne olabilir? Nihayetinde yasal değişiklikler olmadan yapılabilecek bir şey yok. Yasal değişiklikler de muhalefet istedi diye olamıyor. Onlar zaten bu değişiklikleri istiyorlar. Zira içerde tutuklu milletvekilleri var. Ancak bu değişikliklerin olabilmesi için yeterli çoğunluğa sahip değiller. Nihai kararı iktidar partisi verecek. Bu işin zemini parlamento ve tekliflerin de buradan gelmesi gerekir. Ülkenin silahlı gücünün iddia bile olsa terör örgütü olarak nitelenen bir davanın sanıkları için yasa değişikliği hazırlamasının yasal ve meşru bir zemini bulunmuyor.

Böyle bir çalışma sivillerin arzusu ile gerçekleşmiş ise bir anlamı olabilir. Yani hükümet TSK’ya siz böyle bir çalışma yapın bir bakalım denilmiş ise, sonuç alıcı bulunabilir. Kaldı ki, böyle bir konuda TSK hukukçularından görüş istemek de abes bir tavırdır ve kabul edilemez. Kendiliklerinden böyle bir çalışma ihtiyacı duymuşlarsa, o cephede her şeyin eski tas eski hamam devam ettiğini gösterir. İster meslektaşlarını koruma ve savunma güdüsüyle, ister TSK’nin öteden beri var olan müdahale gücünü korumak maksadıyla olsun, suç şüphesi taşıyan mensuplarını koruma, kurtarma davranışı kabul edilemez. Kendilerini de aynı suç şüphesi içine düşürür. Böyle de olduğunu yaşayarak gördüğümüz halde, aynı tavırda ısrarın manasını anlamak zor. Demek ki insanlar saplantılardan bir çırpıda kurtulamıyorlar. Saplantılarının bedelini ödemek pahasına sürdürüyorlar. Üzücü olan kişilerin saplantılarının kurumlara mal olması ve kurumların da bedel ödemesi.

Google+ WhatsApp