
KARDEŞLİK NEREDE?
Kutlu Doğum haftasındayız. Şehrin her tarafında program duyuruları var. Hafta boyunca birçok program olacak ve binlerce insan bu programlara katılacaklar. Bu programlarla müminler, Peygamberlerinin getirdiği mesajı bir kez daha duyacaklar, Ona bağlılık ve sevgilerini bir kez daha gösterecekler.
Diyanet İşleri Başkanlığı her yıl Peygamberimizin dikkat çeken bir mesajını öne çıkarıyor, o konu üzerinde yoğunlaşılıyor. Bu yıl da gerçekten dünya Müslümanlarının bugün için en çok ihtiyaçları olan bir konuyu başlık olarak seçmişler:''Hz. Peygamber'in Kardeşlik Ahlakı ve Kardeşlik Hukuku''
Sadece bu konudaki mesajları Müslümanlarca hayata geçirilse, içinden geçilen zamanın birçok problemi ortadan kalkacaktır. Ne yazık ki, Müslümanlar Allahın emirlerini Peygamberin tavsiyelerini, meçhul, bilinmeyen bir topluluğa söylemiş gibi davranmaktadırlar. İnsanlar bu emir ve tavsiyeleri okuyup dinlediklerinde bunlar bana ne söylüyor diye bir değerlendirmeye gitmemektedirler. Bu emir ve tavsiyelere onlaradır. Onlar kimlerdir? Onlar ya geçmişte yaşamışlardır, ya da kendileri dışındaki kimselerdir.
Mümin olma gelişi güzel bir kabullenme değildir. İçtenlikle ve gönüllü olarak inanmak ve mümin olmanın gereğini üslenmektir.
Neden gerçek müminler hep kabirdedir. İslam, ölülerin mi dirilerin mi dinidir? Neden diri olanlar bu emir ve tavsiyelerin muhatabı olduklarını unutmuş görünmektedirler?
Bütün dünya nefesini tutmuş beklemektedir. Neyi beklediğini hepimiz biliyoruz. Bir kere de burada ifade edelim. Bütün İslam Alemini kasıp kavuracak bir mezhep savaşını beklemektedir.
İran, Irak, Suriye ekseninde Şii bir cephe oluşturularak, Sünni Şii çatışması körüklenmektedir.
Neredeyse çatışmanın ilk sahneleri açılmaya başlanmıştır.
Geçmişte yaşanan kanlı çatışmaların acı hatıraları daha sıcakken, yeni çatışmaların fitili ateşlenmektedir.
Evrensel çapta Müslümanların kardeşliği yok sayılırken, ulusal düzeyde de çatışmalar sürmekte yeni çatışma alanları oluşturulmaya çalışılmaktadır. Aynı dine, mezhebe bağlı olmalarına rağmen Türk ve Kürt Müslümanlar birbirlerinin boğazına sarılsınlar diye kışkırtma ve oyunlar sahnelenmektedir.
Sınırımızın hemen yanında Suriye’de kardeş kanı akmakta ve bu kanlı çatışmaya başka Müslümanların da karışması riski günden güne artmaktadır. Irak’ta sadece mezhep çatışmaları sebebiyle binlerce Müslüman hayatını kaybetmiştir. Hala da kitlesel bir çatışma ihtimali vardır ve bu ihtimal daha da kuvvetlenmiştir. İşte Peygamberimizin kardeşlik ahlakından, tavsiyelerinden sadece birkaçı:
“ Müslüman, müslümanın kardeşidir; ona hıyânet etmez, yalan söylemez ve onu sahipsiz bırakmaz Müslümanın her şeyi; ırzı, malı, kanı Müslüman haramdır Takva işte burada (kalpte)dir Bir kişiye, Müslüman kardeşine hakaret etmesi, kötülük olarak yeter.
Din kardeşinin ayıbını örten kimsenin, Allah Teâlâ dünya ve ahirette kusurunu örter.
Kardeşinle mücadele etme, onunla alay etme, ona verdiğinden sözden dönme. Allah için sevişen iki kardeş buluştukları zaman, biri diğerini yıkayan iki el gibidir Ne zaman iki mümin bir araya gelirse, Allah Teâlâ, birini diğerinden faydalandırır. Müslüman müslümanın kardeşidir, onu terk ve ihmal etmez. Sizden biriniz, kendisi için arzu ettiğini kardeşi için de arzu etmedikçe iman etmiş olamaz .”
Bizim görevimiz sadece bunları okuyup geçmek mi? Değilse kardeşlik nerede?