BİR TÜKETİCİ BAŞARI ÖYKÜSÜ

BİR TÜKETİCİ BAŞARI ÖYKÜSÜ


Son yıllarda tüketiciler daha bilinçli olarak haklarını arıyorlar. Kendi adıma karşılaştığım benzer durumların üzerine gitmeye üşendiğim için, haklarının peşinden giden ve alan arkadaşlarımı kıskanıyorum ve yapılanı çok büyük bir başarı olarak görüyorum.

Arkadaşım bir cep telefonu alıyor. Ancak kısa sürede arızalı olduğu ortaya çıkıyor. Telefon bataryası şarjlı olduğu halde kendi kendine kapanıyor. Tekrar şarj da olmuyor. Gün ortasında bir açılıp bir kapanıyor. Arkadaşım ilgili firmaya gidiyor. Telefonu ya değiştirmelerini yahut da tamir ettirmelerini istiyor. Telefon birkaç defa servise gidip geliyor, ama düzelmiyor. Firma yeni bir telefon vermeyi de kabul etmiyor. O da Melikgazi Tüketici Hakem Heyetine başvuruyor. Tüketici hakem heyeti telefonu bilirkişiye gönderiyor, bilirkişinin verdiği rapor doğrultusunda arkadaşımı hasız buluyor. Arkadaşım önce bilirkişinin kim olduğuna dikkat ediyor. Hakem heyetinin bilirkişisi bir televizyon antencisi, cep telefonlarıyla uzaktan yakından alakası olmayan bir kişi çıkıyor. Arkadaşım firmaya telefonu değiştirmelerini aksi halde bu sefer mahkemeye gideceğini söylüyor. Firma “bildiğin yere git” diyor.

O da mahkemeye gidiyor. Bu sefer mahkemenin tayin ettiği bilirkişi telefonu talep ediyor. Üniversiteden teknik bir akademisyen olan bilirkişi telefonu inceledikten sonra raporunu veriyor ve arkadaşım bu sefer haklı bulunuyor.

Mahkeme, ya yani bir telefon, ya da ücretini iade etmesini, ayrıca mahkeme sürecindeki masrafları da ödemesini ilgili firmadan istiyor. Temyizi de kabil olmadığından firmanın karara uymaktan başka çaresi kalmıyor.

Arkadaşım, aradan bir yıl geçtikten sonra ancak haklı bulunuyor. Şimdi gerekçeli kararın firmaya tebliğini bekliyor. Firma mahkeme kararını uygulamaz ise bu sefer icra yolu ile hakkını alacak.

Kayseri’de Tüketiciler Birliği yöneticileriyle konuştuğumuzda, hakem heyetleri hakkında pek de iyi konuşmuyorlar. Özellikle Kocasinan Hakem heyetinin hep tüketici aleyhine karar verdiğini söylüyorlar. Yukarıdaki örnekte Melikgazi hakem heyetinin hali pür melali de ortada.

Yasa yapmakla iş bitmiyor. Oluşturulan kurumlar iyi çalışmıyor. Herkes de mahkemelere gitmiyor. Tüketiciyi korumayan firmanın canı iyice acımalı ki, bir daha aynı tavrı sergilemesin.

Geçen sene Almanya’dan bir cep telefonu almıştım. Arkadaşımın telefonundakine benzer sorunlar çıktı. Almanya’ya geri gönderdim. Telefonu hemen değişmişler. Firma değişmiş. Ne Hakem heyeti, ne de mahkeme söz konusu bile değil.

Devlet kanun çıkarıyor, tüketiciyi koruyacağım diyor. Sonra kendisi bunu ihlal ediyor. Mahkeme bunu tespit ediyor. Yine de ihlale devam ediyor. Vatandaşa tek tek herkes gitsin mahkemeden hakkını arasın diyor. Bu ne perhiz, ne lahana turşusu.

Şu elektrik faturalarından bahsediyorum. Kayıp, kaçak olarak tespit edilen miktar da tüketiciden tahsil ediliyor. Tüketici kendi kullanmadığı elektriğin faturasını ödüyor.

Böyle bir ülkede tüketici olmak gerçekten zor. Firmalar niçin böyle davranıyorlar, devletin hakem heyetleri niçin iş yapmıyor herhalde anlaşılıyor.

Tüketiciyi korumada önce devletin kendisi samimi olmalı, kararlı olmalı; sonra da tüketici bilinçli olmalı, başarmanın ve hakkını almanın hazzını yaşamalı.

Arkadaşımı başardığı için kutluyorum.

Google+ WhatsApp