
YARDIM KURULUŞLARI BAĞIMSIZ MI?
Ülkemizde sivil toplumun son yıllarda, ülkemiz dışında eğitim ve yardım gibi çok büyük çalışmalar içinde olduğunu biliyoruz. Doğrudan devlete bağlı olduğunu bildiğimiz Kızılay ve resmi olarak faaliyet gösteren Tika gibi kuruluşların dışında İHH, Kimse Yok mu, Deniz Feneri gibi kuruluşlar vasıtasıyla dünyanın her bölgesindeki insanlara ulaşabiliyoruz. Yardım faaliyetlerinin bir kısmı bazen devletin de desteği alınarak yapılıyor. Bazen da devletin bilgisi olmakla beraber, desteği olmadan yapılıyor. Biz bu durumla yeni tanışıyoruz, ancak başka büyük devletler bu çalışmaları çok uzun zamandır yapıyorlar.
Bildiğimiz kadarıyla dünyanın başka ülkelerinin yardım kuruluşları devletlerinden bağımsız hareket etmiyorlar. Hatta çoğu zaman devletlerin nüfuz edemedikleri yerlere yardım kuruluşları vasıtasıyla girdikleri biliniyor. Önce yardım kuruluşlarının girdiği coğrafyalara daha sonra sömürge ordularının girdiği de, Afrika örneğinde olduğu gibi biliniyor.
Yardım kuruluşlarının köklerinin bulunduğu ülkeyi, devleti veya toplumu yapmak istemediği bir politikaya yönlendirmesi, ya da tersine yapmak istediği bir politikadan vaz geçirmesi gibi bir işlevlerine rastlanılmıyor. Yani kendi devletlerinin politikaları doğrultusunda hareket ediyorlar.
Zaten bir yardım kuruluşunun veya Onun bağlı olduğu sivil toplum kuruluşunun, devletin uluslararası politikalarını belirlemesi düşünülemez. Farklı görüşler ve alternatif politikalar önerebilir, devletin bu alandaki politikalarını olumlu görmeyebilir, ancak kendi devletinin uluslar arası politikalarına karşı bir çalışmayı yapması doğru olmaz. Başka ülkelerle olan ilişkiler, iç politik meselelerden daha karmaşıktır.
Gerek içeride gerekse dışarıda kendi devletinin politikalarını boşa çıkaracak, eylemler yaparsa, devleti kendi istediği bir politikayı yapmaya zorlayacak, toplumsal hareketler, dalgalandırıcı hareketler gerçekleştirirse buna şüpheyle bakmak gerekir.
Çünkü sivil toplum dediğimiz örgütlenmeler de yabancı ülke gizli servislerinin etkilerine açıktırlar. Eğer talep edilen politikalar, sonuç olarak ülkemiz lehine değil de başka ülkelerin lehine sonuçlar doğuracak politikalar ise, bu şüphemiz daha da kuvvetlenir.
Toplum, birçok nedenle, özellikle de duyguları ile hareket etmesi nedeniyle çok çabuk yönlendirilebilir. Yaptığı yardımlarda ve eylemlerde samimidir. Zaten yardım kuruluşları da toplumun bu özelliğini değerlendirerek çalışırlar.
Bu nedenle bu tür kuruluşlarda karar verici konumunda olan insanların titizlikle seçilmesi ve alınacak kararların ciddi istişare heyetleri oluşturularak yapılması gerekir.
Devletin, bu tür kuruluşların yabancı gizli servislerin yönlendirmesine neden olabilecek durumlara karşı da uyanık olması şarttır.
Devlet, yardım kuruluşlarını ve temsilcilerini, kendi başka politik amaçları için de değerlendirebilir. Bunun örnekleri de büyük devletlerin çalışmalarında vardır.
Kısaca uluslar arası yardım kuruluşları devletlerden bağımsız değildirler. Mutlaka bir devletin kendilerine açtığı koridoru kullanırlar.
Bizde bunun tam oturmadığı ihtimalini doğuran hadiseler yaşandı, yaşanıyor. Bunda küresel politikalar üretme ve gerçekleştirme konusunda henüz yeni olan devlet bürokrasisi kadar, istişareyi bir kenara bırakıp, kişilere bağlı ve duygusal eylemler içinde olan yardım kuruluşlarımızın da sorumluluğu olduğu söylenebilir.