MİLLET DERNEĞİNDE GEÇMİŞE YOLCULUK

MİLLET DERNEĞİNDE GEÇMİŞE YOLCULUK


Teknoloji uzakları yakın ediyor. Facebook’ta buluştuğum arkadaşım Abdurrahman Siler’in Millet Derneğinde seminer vermek için Kayseri’de olacağını öğrenince, fotoğraf albümümü elime aldım. Onunla birçok ortak fotoğrafımız varmış. Aradan otuz beş otuz altı yıl geçmiş. Demek ki, yaşlandıkça insan geçmişe yolculuk yoğunlaşıyor. Anılar yeniymiş gibi belirginleşiyor. Bu kadar yıl görüşmediğimiz bir kişi ile geçen uzun zamanlar an be an gözümüzün önüne geliyor.

Fotoğrafın birinin arkasında 7.6.1975 Eleşkirt yazıyor.”Han Buyruğu” isimli piyesi orada oynamışız. Bugünkü halime çok benzeyen beyaz sakallarım var. Bir başka fotoğraf 20 Mart 1976 tarihli.”Vatan Böyle Kurtulur” adlı kendi yazdığımız eseri oynamışız. Doğrusu dadaş kıyafeti simsiyah saçları ve kalın bıyıkları ile başrol oynayan kendimi yakışıklı buldum.11 Mart 1977’de “Dökülmüş Yapraklar” isimli yine kendi yazdığımız sosyal içerikli oyunda berabermişiz.15 Mayıs 1975 tarihli bir resim daha var. Ben Alpaslan O Bizans İmparatoru rolünde. Başımda miğfer, sırtımda kefene benzeyen beyaz bir kıyafet, bıyıklarım biraz aşağı kaymış, elimde uzunca gerçek bir kılıç.

Bütün bu fotoğraflardan sonra aklımda kalan Onun güzel Elazığ şivesiyle söylediği replik;”Ağabeylerim ben bu zıkkımı bir tadına bakayım diye denedim on yıldan beri bir türlü tadını anlamadım” sözleri oldu. Uyuşturucu müptelası birini canlandırıyordu.

Gençlik yılları güzeldir. Benim gençlik yıllarım gerçekten güzel, dolu dolu idi. Erzurum’da öğrenci idik. SET-DER (Sanat Edebiyat Tiyatro Derneği) adlı bir dernek kurmuştuk. Bugün var olan yeteneklerimi o zaman yaptığımız çalışmalara borçluyum. Önümdeki siyah beyaz fotoğrafların tamamı kendi eserimizdi. Küçük bir karanlık odamız vardı. Resimleri de kendimiz tab ediyorduk.

O yıllarda “Milli Mücadele” dergisi etrafında oluşmuş dernekler vardı. Bugünkü “Millet Derneği” o derneklerin devamı. Siyasi bir partiyle hem isim benzerliği var, hem de amaçları benzer. Ben yolumu 1978’de ayırmıştım. Dostlarımla yollarımız ayrılmadı. Birçok yerde beraber olduk. Bugün de dostluğumuz ve kardeşliğimiz baki. Abdurrahman Beyin programı vesilesiyle eski dostlarımızla yeniden bir araya gelme imkânını da bulmuş olduk. Geçmiş hatıraları yad ettik.

Abdurrahman Siler, tarihçiydi. Kahraman Maraş’ta Üniversitede akademisyen olarak çalışıp emekli olmuş. Seminerde ”Tanzimat”la ilgili geniş bir değerlendirme yaptı. Nerede ve nasıl hatalar yaptığımızı anlattı. Benzer hataların tekrar etmemesi için alınması gereken dersler üzerinde durdu. Çok yararlı bir program oldu.

Onu, geçmişte olduğu gibi enerjik buldum. Sahnede vücudunu nasıl kullanıyor idiyse aynı şekilde burada da jest ve mimiklerinde geçmişten izler vardı.

Dinleyiciler de o kadar yıl önce var olan disipline sahiptiler. Kimse sözünü kesmedi. Program sonunda söz alanlar “müsaade ederseniz” diyerek söze başladılar. Program denilen saatte başladı ve belirlenen sürede bitti. Bu hareketin tüm gelenekleri devam ediyordu.

Millet Derneği, tam da bizim gazetenin karşısındaki dairede açılmış. Henüz resmi açılışı yapılmamış. Çok başarılı hizmetler yapmasını diliyorum.

Daha geniş düşünülmesi gereken “dava” içerikli hareketlerin siyasi partinin dar kalıbına sığmadığını düşünüyorum. Derneklerin bu amaca daha iyi hizmet edeceği kanaatindeyim. Siyasetimizde var olan “dava” partilerinin de hizmet anlayışlarını bu yönde değerlendirip, değiştirmelerinin daha yararlı olacağını düşünüyorum.

Google+ WhatsApp