MOBİLİTE VE CEMAAT

MOBİLİTE VE CEMAAT


Son günlerde 28 Şubatla ilgili yazıları çokça okuyoruz. Bunlar arasında O dönemde Fethullah Hoca cemaatinin tavırlarını irdeleyen ve eleştiren yazılar da var. Başörtüsü, İmam Hatipler, Parti kapatılması,8 yıllık kesintisiz eğitim gibi konularda verilen mesajlar dini topluluklar içinde garip karşılanmıştı. Bugün gelinen noktada acaba bir özeleştiri olur mu beklentisi ile o günlere atıf yapılıyor. Çünkü bugün verilen mesajlar ve duruş ile o günkü arasında bariz çelişkiler görülüyor.

O dönemde Kayseri’de yapılan “İnsan Hakları Miting”ine katılım olmaması için, geniş bir piknik programı yapıldığı söylenmişti. Organizasyonu yapanlardan biri olarak çok üzülmüştüm.

Sonra dilime bir “mobilite” kelimesi tebelleş oldu. Bu kelime, bana, sanki Camianın tavrının felsefesi gibi geldi. Google dedeye sordum, bu ne demek diye, akla yatkın bir cevap aldım:

“Mobilite; hareketlilik, kendi basına hareket edebilme anlamındadır. Piyasasında piyasaya giriş ve çıkışların hiçbir engele takılmadan serbestçe hareket edebilmesidir. “MOBİLİTE (AKIŞKANLIK) ÖZELLİĞİ: Tam rekabet piyasasındaki mobilite özelliği;

Alıcıların satıcıların, mal ve hizmetler ile üretim faktörlerinin tam bir hareket serbestliğinesahip olmaları anlamını taşımaktadır. Hiç bir kanuni, teknik, mali veya başka bir engelyoktur. Bu özelliğe bağlı olarak tam rekabet piyasasında bir alıcı, istediği her mal veya

hizmeti satın alabileceği gibi daha önce satın aldıklarını, almaktan vazgeçebilecektir. Benzer

şekilde bir satıcı da istediği malı üretebilir, satabilir veya bunun üretiminden veya satışından

vazgeçebilir. Böylece tüm mal ve hizmetlerle, üretim faktörleri çeşitli kullanım alanları

arasında en etkili olabilecekleri alanlara kayabilirler.”

Bunlar ekonomi ile ilgili karışık ifadeler gibi gözükse de, içerdiği özellikler daha anlaşılabilir şekilde ifade edilebilir.

Kendi başına hareket edebilme, başka grupların plan ve programları ne olursa olsun, kendi programını uygulama, gerektiğinde kendine yakın başka grupların ayağına basma pahasına yoluna devam etme.

Engele takılmadan serbestçe hareket etme; gerektiğinde engelleri dolanarak hareket etme, engel olduğu düşünülenlerin kim olduklarının önemli olmaması, gerektiğinde engel olabileceklerle iş birliğine gidebilme, bu iş birliğinin başka grupların aleyhine olmasını önemsememe.

Akışkanlık; hareketin ve hizmetin devam edebilmesi için akışkan bir yapıya sahip olmak, köşeli tavırlar benimsememek, ilkeli olmak gibi bir kısım gerekçeler ile akışkanlığı durdurmamak.

Eğer hedefe ulaşma konusunda başarılı olunuyorsa, her seferinde çıkarılan engellere rağmen akışkanlık, yani hizmet büyüyerek devam ediyorsa, bu yöntemin eleştirilmesi gerçekçi olmaz. Eleştiriler karşılık bulmaz. Çünkü herkes sonuca bakar, gelinen noktayı gözünüze sokar. Belki bu yöntem etik bulunmayabilir. Ancak dünyanın bugün yürüyen sistemi tam da böyle rekabetçi ve Makyavelist bir sistemdir. Bu yöntem dünya sistemini iyi okumuş bir felsefenin sonucudur ve başarılıdır. Tam da bu nedenle etik ve ilke gibi engelleri aşmayı ve hedefe yürümeyi öngörmektedir. Tavırlardaki çelişkilere değil, sonuca bakmak gerekmektedir.

Google+ WhatsApp