ZİNA SUÇ DEĞİLSE
Aile ilgili sorunlar dönüp dolaşıyor, aynı noktaya geliyor. Son günlerde tartışılan kürtaj, boşanmaların çoğalması, kadına şiddetin artması, derinlemesine araştırılsın çoklukla zina yüzünden olduğu ortaya çıkacaktır.
Bir kadın itiraf ediyor.12 defa kürtaj yaptırdığını söylüyor. Evli bir kadın bunu yapar mı? Yani bu kadar hamile kalıp, bu kadar kürtaj yaptırır mı? İstenmeyen gebeliklerin çoğunluğu, evlilik dışı ilişkiler sonucunda olmaktadır. Evlilik dışı ilişki sözü işin yumuşatılmış ifadesidir, tercümesi zina sonucunda oluşan gebelik demektir. Bu çocuk, Dünyaya gelmesi halinde bir ailesi olmayacak olan çocuktur.
Gazetenin yalancısıyım bir milletvekili kadın Başbakan’a çok affedersiniz, onun kullandığı sözü yazamıyorum, bilmemnemin bekçisi misin diye karşı çıkıyor. Zinayı meşru görenler o kadar azıttı ve yüzsüzleştiler ki, namus sözcüğünü ağza alabilmek bayağı bir cesaret işi haline geldi. Yüzleri o kadar yırtılmış ki, sözleri haya perdelerini ortadan kaldırdığın gösteriyor. Kadın hakları, kadının bedenini özgürce kullanması gibi süslü laflarla zinanın savunması yapılmaktadır.
Aynı kişiler, sırf onların savundukları nedenlerden doğan kadına şiddet, öldürme ve boşanmaların çoğalması gibi konuları da sanki sebep kendileri değilmiş gibi, plağı çevirip, istismar etmektedirler. Bunların çoğalmasına aileyi sebep gösterip neredeyse aile müessesini ortadan kaldırmayı önermektedirler.
Kayseri’de ilk dört ayda 1500 kişi boşanma için mahkemelere başvurmuştur. Bu korkunç bir rakamdır. İnsanların aile ortamını terk etmeleri ancak gayrı meşru ilişkileri çoğaltır. Gayri meşru ilişkilerin çoğalması da ailelerin yıkılmasına neden olur. Bunlar birbirlerini tetikleyen sonuçlar doğuran olumsuzluklardır.
Daha öncede yazdım. En ilkel toplumda bile aile vardı. Aile yapısı mahrem bir alandır ve mahremiyetinin korunması bir insan hakkıdır. İnsan eşini kıskanır, insanın doğası bunu gerektirir. Namus, kadın ve erkek için zinaya yaklaşmamaktır.
İnsanlık ilerledikçe, değerlerini korumak ve elde ettiği değerler bütününü yaşatmak yerine, en geri dönemlerin uygulamalarını ve yanlışlarını yeniden öne çıkararak, geleceğini tehdit etmektedir.
Bizim değerlerimizde zina suçtur. Hem de en ağır suçlardan biridir. Biz eğer bir medeniyetin mensupları isek, bu değerlerin tümüyle bir medeniyetin temsilcisi olabiliriz. Zina, hem en büyük günahlardan biri olacak, hem de yasalarımızda suç olmayacak.
Böyle bir çelişkiyi bu toplumun daha fazla taşıyabilmesi mümkün değildir.
Bu çelişkili ve hastalıklı yapı, karşımıza, kadın cinayetleri, kürtaj yoluyla bebek cinayetleri ve dolaylı olarak anne ölümleri, şiddetli geçimsizlikler ve çoğalan boşanmalar olarak çıkacaktır. Çıkmaktadır.
Bütün bunlara karşı korunma tedbirleri olarak, kadınlara birer polis tahsis etmemiz, aile sığınma evleri yapmamız, kürtajı yasaklamamız yetmeyecektir. Aldığımız tedbirleri gerektiren şeylerin birer sonuç olduğunu ne zaman göreceğiz. O sonuca götüren sebebi daha ne kadar görmezden geleceğiz?
Zinayı suç olarak gören bir yasa teklifinin gelmesi için daha ne kadar canımız yanacak?